3 Aralık 2009 Perşembe

MELTEM CUMBUL MAGAZİN DERSİ VERDİ


AĞIR BİR ŞEKİLDE CEVAP ALDI

Bazı sanatçıların magazincileri kınamak için gazetelere verdiği protesto ilanı, sanatçı-magazinci gerilimini tırmandırdı. Dolunay Soysert’e ilanda adı geçtiği için tepki gösteren muhabirler, Meltem Cumbul ile de sorun yaşadı.

agazinciler kapıda kaldı

* Önceki gün Boğaziçi Üniversitesi’ndeki panele konuşmacı olarak katılan Meltem Cumbul’u izlemek isteyen bazı muhabirler, güvenlik tarafından “magazinci” oldukları gerekçesiyle içeri alınmadı. Bunun üzerine gazeteciler, Cumbul’un halkla ilişkilerini yürüten Ayşe Barım’ı aradı. Barım, “Bundan Meltem Hanım’ın haberi yok. Üniversiteden kaynaklanıyor. Problemi halledeceğiz” dedi. Nitekim kısa bir bekleyişin ardından kapıda kalan haberciler içeri alındı.

Protestoya karşı protesto

* Ancak gerilim orada da devam etti. ıddialara göre Cumbul, söyleşinin sonlarına doğru bir magazincinin masaya mikrofon bırakması üzerine “Konuşmam bitmiştir” deyip salondan ayrıldı. Bu tavra sinirlenen magazinciler de çıkışta “protesto ilanı”nda imzası olan Cumbul’u protesto etti! Ve onun kapıda göründüğü anda kameralar yere bırakıldı. Ünlü oyuncunun “iyi akşamlar” sözü de habercilerden karşılık bulmadı.

Bir ay sonra unutulur

Koluna siyah bant takarak magazincileri protesto eden Nurgül Yeşilçay, “Bunun kan davasına dönmesinden korkuyor musun?” sorusuna yanıt verdi: “12 yıldır bu işi yapıyorum, nelerini gördüm. Bir ay sonra hepsi unutulur.”

Üstümüze geliyorlar

Uğur Yücel’in oyuncu eşi Derya Alabora, magazincileri suçladı: “Piyasada ne kadar işini ciddiye alan ve böyle saçma sapan şeylerle ilgilenmeyen insan varsa, onların üstüne gidiyorlar.”

CEMİL İPEKÇİ YİNE SERT KONUŞTU


BU KEZ ÖRTÜNME DAVASI

Evet, Nero sohbetlerime başladım. Bu sohbetlerin moda ile ilgili olanlarını köşe yazılarıma da taşıyacağım. Doubleshot Salı Nero Sohbetleri'nin kış sezonu ilk konuğu sevgili Cemil İpekçi idi. Konumuz 'olmayan modaydı' ama konuşma öyle keyifli gelişti ki, hayata yayıldı. Cemil İpekçi'ye moda anlayışı nedir diye sorulduğunda verdiği cevap netti, "Modayı 70'lerde bıraktım. Moda çok faşist, ben asla faşist değilim." İşte Cemil İpekçi'nin modaya dair düşünceleri:
- (Giyim anlayışı) Giyimde eskiden lezzet vardı, artık kalmadı. Modanın o kadar güzel zamanlarını yaşadım ki, modanın herkesin kendini ifade ettiği zamanı gördüm, bu zaman, o zamanlar gibi değil...
- (Kelimenin tam anlamı budur!) Muhafazakâr' olmak, olan güzellikleri iyilikleri 'muhafaza etmek' demektir. Muhafazakârlığı başlatan ilk semt de Nişantaşı'dır.
- (Maske suratlar) Nişantaşı'ndaki kadınlar zenci dudaklarıyla geziniyor! Zenci olmayan birinde zenci dudaklarını kim beğenir, sorarım. Estetiği de dozajında yapmalı. Maske takmış gibi olmamalı.
- Kadın tanrıça demektir! Kilolusu, kısası, uzunu fark etmez; onlar kendi kadınlıklarının farkında olsunlar yeter, üstlerine ne giyseler yakışır. Yeter ki hamurunda kadınlık olsun, bunun işlevini bilsinler.

BİR KIZI ÖPTÜM, O DA BAYILDI
- (En favori cümle) Giyinmek örtünmenin fantezisidir!
- (Ne kadar doğru) Erkekler kadınlar yüzünden değişti. Artık erkeğin kapısını açmasını, hesabını ödemesini isteyen kadın yok. Sonuç; erkekler mutlu, kadınlar mutsuz...
- (Ortak korkumuz) Zaman değişti, kadın ve erkek de değişti. 17 yaşındayken 16 yaşında bir kızı öpmüştüm ve kız bayılmıştı. Şimdi erkekler, öpmek nerede kalmış, ne yapsa kadını bayıltamıyor... Anılar ve sevgiler kalmadı, korkuyorum! (Ben de!)
- (En çok istediği) 'Homeless', yani sokakta yaşayan evsizlerden biri olmak istiyorum. Kozmetik ürünleri kullanmaktan yoruldum. Kendimizi korumak, sağlıklı olmak adına yaptıklarımızın aslında hiç de doğru olmadığını, malın mülkün önemli olmadığını görüyorum artık.
- (Yeni markası) En son açtığım dükkanın adı 'Paçavra'. Giyilen her şey artık paçavra da, ondan!
- (Müjde!) İnternet sitem kasımda açılıyor. İsteyen alışveriş yapabilecek, isteyen Mardin haberlerini okuyabilecek. Bu arada sorulan her soruya sitemden cevap vereceğim.
- Mardin'de kadınlara yönelik moda okulu açmıştım. Bu okul, dolu dizgin başarıya koşuyor. Çocukların okul sonrası sokaklara düşmemeleri için, Sosyal Eğitim Merkezi projesi geliştirdim. Çünkü Mardin'de yedi yaşında bir çocukla 70 yaşında bir çocuğun gözleri aynı bakıyor. Altı yaşında bir kadınla 60 yaşında bir kızın elleri aynı.
Aslında bunlar aklımda kalanlar; yoksa yaz yaz bitmez... Cemil İpekçi'yle Mardin sohbetleri için tekrar toplanmayı heyecanla bekliyorum.

ATA HUZUR İÇİN TATİLDE


YENİ FİLMİ İÇİN DİNLENİYOR

Ünlü komedyen Ata Demirer, bu yılın büyük kısmını 29 Ocak 2010 tarihinde vizyona girecek olan filmi "Eyvah Eyvah"a ayırdı. Filmin bitmesini fırsat bilen Ata, geçtiğimiz gün soluğu Bozcaada'da aldı. Ata Demirer, buradaki evinde stres atıp enerji depoluyor.

SEDA ERTAN YALAN HABERE ATEŞ PÜSKÜRDÜ


BEN EVLİ BİRİ İLE DEĞİLİM DEDİ

MANKEN SEDA ERTAN, HAKKINDA ÇIKAN 'EVLİ BİR ERKEKLE' AŞK YAŞIYOR DEDİKODULARINA ATEŞ PÜSKÜRDÜ
Seda Ertan sevgilisinin olduğunu fakat sevgilisinin bekar olduğunu söyledi.

Ertan “Evli biriyle asla işim olmaz. Benimde kendime göre prensiplerim var. Kimsenin ahını alamam” dedi.

SEVGİLİMİN BU HALİNE BAYILIYORUM


ÜNLÜLERİN SEVGİLİLERİ VE HALLERİ

Hemen her çift, birbiriyle uyumu zaman içinde yakalar. Bu uyum özellikle de giyimde kendini gösterir. İlker İnanoğluÖzge Ulusoy, Paşhan Yılmazel-Merve Sevi ve Tuvana Büyükçınar-Selim Demir çiftleri, ilişkilerini InStyle dergisine anlattı; erkekler sevgililerinin giyim zevklerini yorumladı
Özge kıyafeti gibi bıcır bıcır biri
Ünlü oyuncu İlker İnanoğlu'na (44) göre, model ve oyuncu kız arkadaşı Özge Ulusoy'un (27) enerjik ruh hali, giyim tarzına da yansıyor.

Özge
Şuanda ne yapıyor? Şu sıralar görüştüğüm projeler var. Onları değerlendiriyorum. Aynı zamanda da modellik devam ediyor. Giyim tarzı: "Günlük hayatımda genelde o gün ne giymek istiyorsam onu giyiyorum. Eşofman da giyip dışarıya çıktığım oluyor. Ama genelde, süslü bir kızım diyebilirim. Özel bir davet olduğu zaman Hakan Yıldırım ya da Özlem Süer'den giyinmeyi tercih ediyorum. Üzerimdeki elbise ise bana Hakan Yıldırım'ın hediyesi. Hem dönem elbisesi, hem de her zaman giyilebilecek türden olduğu için hoşuma gidiyor. İçinde kendimi çok neşeli hissediyorum." İlişki üzerine... "İlker'le ilişkimiz bir seneyi geçti. 'Arka Sokaklar'ın setinde tanıştık. Önce iyi arkadaş olduk. Sonra da güzel bir ilişkiye dönüştü. Beraber çok güzel vakit geçiriyoruz."

İlker
Şu anda ne yapıyor? "Arka Sokaklar bütün hızıyla devam ediyor. Ayrıca kendi sinema projem ile ilgileniyorum. Şu sıralar hikayesi yazılıyor. Yaz gibi de çekmeyi düşünüyorum." Özge'nin stili hakkında: "Özge'nin giydiği bu elbisenin en hoşuma giden yanı, hareketliliği. Bence tam anlamıyla onun karakterini yansıtıyor. Bıcır bıcır ve hareketli biri olduğu için bu elbise ona çok yakışıyor. Püsküllerin verdiği hareketli hal ile onun enerjisi birleşiyor."

Merve giydiğini yakıştırmayı bilir
Paşhan Yılmazel'i (28), kız arkadaşı Merve Sevi'de (22) en çok etkileyen doğallığı...

Merve
Şu anda ne yapıyor? "Paşhan'la beraber 'Rina' adlı filmde oynadık. İlk sinema filmim. Bu yüzden heyecanım diğerlerinden daha fazla. Giyim tarzı: "Giyim tarzım o günkü psikolojimle bağlantılı. Zevkli bir insanım. Gömlek giymeyi çok seviyorum. Her tarafı açmaktan pek hoşlanmıyorum. Tek bir bölgede dekolte kullanmak bence çok daha dikkat çekici ve etkili. Kısacası kendimi nasıl rahat hissediyorsam o şekilde giyiniyorum." İlişki üzerine... "Paşhan'ı ilk gördüğüm anda çok etkilendim. Yıl 2004'tü. İlişkimiz ilk o yıllarda başladı ve sadece üç ay sürüp bitti."

Paşhan
Şu anda ne yapıyor? "Rina', 18 Aralık'ta vizyona girecek. Kurgusu, yönetmeni, senaryosu ve hikayesiyle unuttuğumuz şeyleri hatırlatan bir film oldu." Merve'nin stili hakkında: "Merve'nin giyim tarzını ve günlük hayattaki giysilerini çok beğeniyorum. Giydiklerini kendine yakıştırmayı ve taşımayı biliyor. Makyaj yapmaması en çok sevdiğim özelliği. Çünkü bu hayatta salaş ve doğal şeyleri her zaman çok sevmişimdir." İlişki üzerine... "Hayat Bilgisi'nin üçüncü sezonunda tanıştık. O dönem kısa bir birlikteliğimiz oldu. Şu an her şey çok güzel gidiyor

Tuvana arada bir fikrimi alır
İşadamı Selim Demir'e göre eşi Tuvana Büyükçınar Demir'in (34) renkli karakteri giydiği kıyafetlere de yansıyor.

Tuvana
Şu anda ne yapıyor? "Tuvanam'ın 10'uncu yılına özel etkinlikler düzenliyoruz. Şu sıralar yedi sanatçıyla imaj ve yeni dönem albüm çalışmalarına hazırlanıyorum." Giyim tarzı: "Renkli, kendime has ve kendimi ifade edebildiğim, o gün hissettiğim şeyi üzerimden okuyabileceğiniz bir giyim tarzım var. Bu dönem siyahla tanıştım. Olgunlaştığım bir dönemdeyim diyebilirim. Ayrıca sürekli sahne kostümleri hazırladığım için günlük hayatımda daha sade kıyafetleri tercih eder oldum." İlişki üzerine... "Selim'i ilk gördüğüm anda aşık oldum. Ben 14 yaşındaydım. Onu ilk Klassis Otel'de buz pateni yaparken görmüştüm ve çok etkilenmiştim."

Selim
Şuanda ne yapıyor? "Tuvanam'ın fuar dönemindeyiz. Aynı zamanda 10'uncu yılımız. Onun üzerine çalışıyoruz." Tuvana'nın stili hakkında: "Tuvana'nın tarzı olduğunu ve farklı giyindiğini düşünüyorum. Giyim stili ruhunun zenginliğini ve bütün renklerini yansıtıyor. Bu en çok hoşuma giden yanı diyebilirim. Arada bir fikrimi alır. Onu her zaman giyim konusunda cesaretlendirmişimdir." İlişki üzerine... "Çok kuvvetli şeyler hissetmişim ki, 18 senedir aynı duygularla devam ediyor ilişkimiz..."

NEJAT İŞLER'DEN SERT TEPKİ


ÇALIŞMA ŞARTLARINI KINADI

'Kapalıçarşı' oyuncusu Nejat İşler, dizi çekmenin zorluklarından yakındı: 60 gündür setteyim, dört günüm boştu. Böyle sürerse, bir oyuncumuzu setlerde kaybecedeğiz
atv'nin sevilen dizisi 'Kapalıçarşı'da 'Cemil'i oynayan Nejat İşler, Türkiye'de zor şartlar altında çalıştıklarını söyleyerek "Böyle çalışmaya devam edersek, bu yıl bir oyuncumuzu setlerde kaybedeceğiz" dedi. Kendi haklarını korumak için Birleşmiş Oyuncular adında bir meslek grubu kurduklarını belirten İşler, "Önce telif haklarımızı çözüp, ardından çalışma saatlerimizi insancıl bir duruma getireceğiz" diye konuştu.

'Kapalıçarşı' sizde nasıl bir duygu yaratıyor?
Biraz Ertem Eğilmez'in yaptığı filmlere benziyor. Hani o Adile Naşit, Münir Özkul, Tarık Akan'ın birlikte oynadığı filmler vardı ya... Sanki bu da 70'lere ait bir dizi gibi.. Hani böyle esip gürleyecek milleti peşinden sürükleyecek bir iş değil ama seyredildiği zaman alışkanlık yapacak bir şey...

SEKTÖR ÇOK VAHŞİLEŞTİ
Reytinglerle ilgileniyor musunuz?
Mecburen! Çünkü iş gittikçe vahşileşmeye başladı. Diyelim ki reyting kötü geldi, hemen sebeplerine bakıyorlar. Genelde musluğun başındakiler kendilerini hep haklı buldukları için, suçu hep altlarda arıyor. Sette çalıştığınız insanların, daha isimlerini bile öğrenemeden ekip değişiyor. Değişince de yeni bir ekip olana kadar belli bir zamanın geçmesi gerekiyor.

Oyuncu suçlu bulunmuyor mu peki?
Hayır bu durum oyuncuya maledilemez. Ne yapacaklar yani, reyting kötü geldi diye, adamı senaryoda öldürecekler mi? O yüzden oyuncu, bu gelişmeden daha geç etkilenir.

Dışardan bakıldığında soğuk biri gibi gözüküyorsunuz. Öyle misiniz?
Bilmiyorum ama arkadaşlarımla eğleniyorum. Hayatım boyunca ben yabancılarla eğlenceye gitmedim. Bu nedenle insanlara soğuk geliyor olabilirim.

Set dışında nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Arkadaşlarımla buluşurum, halı sahada futbol maçları düzenleriz. Bir de kitap okurum.

TV programlarında niye yoksunuz?
Bir kere Okan Bayülgen'in programına gittim, neler oldu baksanıza! Niye gideyim? Ben böyle mutluyum..

Yakından tanımayanlar sizi sürekli alkol alan biri gibi görüyor. Bu izlenimden rahatsız oluyor musunuz?
Vallahi tam 60 gündür sürekli setteydim. İnanılmaz bir yoğunlukta çalıştım. Sadece dört gün boş vaktim oldu. İnanın vakit olmadığı için de arkadaşlarımla buluşup bir kadeh bile içmedim.

Timucin Esen olayı hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum... 'Sarhoşun mektubu okunmaz' diye bir laf vardır. Dolayısıyla sarhoşa ve deliye ellenmez. Polisin tutumuna çok sinirlendim. Zengin çocuğu, kızın kafasını kopardı, tutup da onu böyle almadılar. Hiçbir oyuncu bugüne kadar adam öldürmedi. Hiçbir sanatçı bugüne kadar hırsızlık yapmadı. Bu mudur karşılığı? 18 saat çalıştıktan sonra gidip bir şey içmek istiyorum. Buna kim karışır! "Magazin gazetecileri fenadır" demek doğru olmaz. Oyucuların içinde de, gazetecilerde de mesleğini kötü yapanlar var.

Türkiye'nin siyasi durumunu takip edebiliyor musunuz?
Ben Türkiye'nin durumunu açıkcası hiç iyi görmüyorum. Ülkenin en büyük sorunu eğitim ve sağlık. Ben bunların parasız olması gerektiğini savunuyorum. Çünkü cehalet ortadan kalkarsa, daha bilinçli bir toplum oluşur...

YATAK MUHABBETİ OLMAYAN OYUNDA ROL ALMAK İSTERİM
Sizi niye tiyatroda göremiyoruz?
Sahne benim için çok önemlidir. Bu yüzden iyi birşey çıkarsa oynamak istiyorum. Ancak altı senedir de ne yazık ki çıkmadı! Yoğunluğumdan dolayı ben de malesef fazla ilgilenemiyorum. Ama "Aman tiyatroyu çok özledim, gidip oynayayım" şeklinde değil de keyifli bir iş olursa yapmak istiyorum. Erkekler, kadınlar ve yatak muhabbetlerinin olmadığı, Türkiye'nin sorunlarına eğilen bir şey olsun istiyorum.

FATİH ÜREK'TEN YENİ ALBÜM HAZIRLIĞI


GÜNAY'DA SAHNE ALDI ÇOK EĞLENDİRDİ

Önceki gün Günay Restaurant'ta sahne alan Fatih Ürek, yeni albüm hazırlığında olduğunu söyledi. Albümü için Ajda Pekkan'dan destek aldığını belirten Ürek, şöyle konuştu: "Ajda beni çok seviyor. Bana 'Kapım sana her zaman açık. Ne zaman istersen ara' dedi. Belki albüm için okumalarımda destek olur." Ürek Tarkan ve Sezen Aksu'dan da şarkı istediğini belirtti.

TARKAN RUSYA2YI SALLADI


MUHTEŞEM BİR KONSER VERDİ

RUSYA turnesine çıkan Tarkan, önceki akşam başkent Moskova'da konser verdi.

Crocus City Hall salonundaki konserde yaklaşık 4 bin kişinin izlediği Tarkan, sahne performansıyla Rus genç kızları coşturdu. Konser alanına
saatler önce gelen Tarkan hayranları, salon girişinde kuyruklar oluştururken, izleyicilerin çoğunun kadın olması dikkat çekti. Tarkan'ı çok
sevdiklerini ve daha sık Rusya'ya gelmesini isteyen Rus hayranları, onun bir Rus sanatçısı olarak gördüklerini ve son günlerde Rus TV kanallarında dönen
portakal reklamında sanatçının Rusça şarkı söylemesine bayıldıklarını söyledi. Tarkan, konser boyunca eski şarkılarının yanı sıra İngilizce
albümünden de şarkıar seslendirdi. Tarkan, sahneye ilk çıktığında taktığı şapka ve dansıyla popun kralı Michael Jackson'u anımsatırken, sahnede
genellikle İngilizce konuşup, bazen de Rusça "Spasiba" (teşekkür ederim) dedi. Tarkan Rusya turnesi kapsamında, 18 Kasım'da Ekaterinburg, 20 Ksım'dada St. Petersburg'da konser verdi.

Rus genç kızlar Tarkan yazılı tişörtler giydi.

ECE ERKEN AÇIKLAMA YAPTI


UZUN SÜRE AŞK YOK DEDİ

Ünlüler adı aşk dedikodusuna karıştıktan sonra yalanlama yaparken Ece Erken henüz adı kimse ile anılmadan önlem olarak uzun süre aşk yaşamayı düşünmediğini söyledi

Boşandıktan sonra adının aşk dedikodularına karışabileceğini söyleyen ünlü sunucu, Ece Erken çok düzgün bir hayat yaşadığını ve uzun süre kimseyle aşk yaşamasının söz konusu olmayacağını söyledi..

Boşandığı için yalan yanlış dedikodulara önlem amacıyla açıklama yapma gereğini duyduğunu da söyleyen Ece Erken çok dikkatli yaşadığını ve hayatına kimseyi sokmayı düşünmediğini söyledi..

Paris Hilton Yine Frikik Verdi


Skandallar Kraliçesi Paris Hilton yine yakalandı. Yeni sevgilisi ile güneşlenirken görüntülendi...

Güzel oyuncu Açelya Akkoyun anne oldu


Güzel oyuncu Açelya Akkoyun anne oldu

Ünlü oyuncu Açelya Akkoyun ile eşi Enis Cergel in, Alya Deniz ismini verdikleri kızları dünyaya geldi.

Alya Deniz, 3 kilo 490 gram 50,5 cm boyunda 19 Nisan da doğdu. Açelya Akkoyun, hamilelere rehber olacak kitabının, kızı Alya Deniz in doğması ve bebeğinin doğum ve konsept fotoğraflarını tamamlamasıyla son haline getireceğini söyledi. Bebeğin doğmasıyla annelik duygusunu yaşayan sanatçı, şimdi de kitabının son hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor.

Emine Ün ün, ihanet iması Emre Kınay ı kızdırdı


Boşandığı eşi Emine Ün ün, ihanet iması Emre Kınay ı kızdırdı

Emine Ün ile 6 yıllık evliliğini geçtiğimiz ay bitiren oyuncu Emre Kınay ihanet iddiaları yüzünden zor günler geçiriyor. İsmi Başak Sayan ile aşk dedikodularına karışan Kınay Bunu ispatlayan olursa ülkeyi terk ederim demişti. Bu açıklamanın ardından, Emine Ün ün Aldatıldınız mı sorusuna Bilmiyorum, sadece şüphe içindeyim” cevabı ermesi Kınay ı kızdırdı

Emine açıklamalarıyla beni eninde sonunda konuşmak zorunda bırakıyor. En sinir olduğum şey yapmadığım bir şeyin bana söylenmiş olması. Bir kadın (Başak Sayan) çıktı ve benim üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Ahlaksızlıktan prim yapılmaz. Şu an bu primi Başak tan sonra benim üzerimden Emine yapmaya başladı. Bu iddiayla kızımız Duru ya kötü bir arşiv bırakıyor. Boşandım, üzüntümü bile yaşayamıyorum. Aşağılık insanların böyle konuşmasından vazgeçtim, 6 yıllık eşim böyle konuşunca sinirlerim bozuluyor. Ben tiyatrodan evime evimden tiyatroya giden biriyim.

Ece Erken : Dayak yedim, Boşanıyorum.


Yedi yıldır birlikte olduğu Vepa’nın veliahtı Tuncer Öztarhan ile geçtiğimiz yıl nikah masasına oturan Ece Erken, eşinin kendisine sürekli şiddet uygulamasından dolayı boşanma davası açtı.

Erken, 2 milyon YTL tazminat ve 15 bin YTL aylık nafaka istedi.
Geçtiğimiz yıl ekim ayında Paris dönüşünde uçakta eşinden dayak yiyen ancak bu olayı yalanlayarak gizleyen Ece Erken, avukatı Aydın Kurban vasıtasıyla Sarıyer Aile Mahkemesi’ne gönderdiği boşanma dilekçesinde, uçaktaki dayak olayını anlatarak, şiddete ilk kez bu seyahatte maruz kaldığını ve devamının da geldiği belirtti. Aynı dilekçede o günden sonra eşinin defalarca kendisine hem sözlü hem de fiili olarak şiddet uyguladığına yer veren, bir keresinde de çenesinden aldığı darbe yüzünden hastanede tedavi olduğunu anlatan genç sunucu, bütün bu yaşadıklarına yakın arkadışı Yeliz Şar’ın da tanık olduğunu söyleyerek, Şar’ı şahit olarak gösterdi.

Arzu Yanardağ evlendi


Arzu Yanardağ, önceki akşam uzun süredir birlikte olduğu Serhat Türkkan'la evlendi.

Tören Baltalimanı'nda bulunan Portaxe adlı mekanda yapıldı. Çift yatla geldikleri mekana , Ajda Pekkan'ın " Aynen öyle" şarkısı eşliğinde girdi. Yanardağ, nikah sonrası yaptığı açıklamada " Çok mutluyum. Söyleyecek başka söz bulamıyorum" dedi.

Kurtlar Vadisi'nin sevilen karakteri Muro film oldu.


Kurtlar Vadisi'nin sevilen karakteri Muro film oldu. İşte filmin konusu...

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde devrimci jargonu ve yardımcısı Çeto'yla girdiği tartışmalarla tanınan, 'Nalet olsun içimdeki insan sevgisine' repliğiyle dikkat çeken Muro'nun maceralarının anlatıldığı film, 5 Aralıkta vizyona girecek.


Pana Film'den yapılan yazılı açıklamada, yapımcılığını Pana Film'in, yönetmenliğini Zübeyr Şaşmaz'ın üstlendiği, senaryosunu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan'ın yazdığı 'Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine' adlı sinema filminin çekimlerinin 18 Ağustosta başladığı ve 5 Aralık 2008'te vizyona gireceği bildirildi.


Filmde Mustafa Üstündağ, Şefik Onatoğlu ve Eray Türk'ün yanı sıra, Fırat Tanış, Evrim Alasya, Bülent Şakrak, Nataliya Bondarenko ve Daria Litvinova'nın rol aldığı kaydedilen açıklamada, Mazhar Alanson'un da yer alacağı filmin konusu şöyle anlatıldı:


'Cezaevinden çıkan Muro ile Çeto, devrimi köyden başlatmak üzere memleketlerine dönerler. İlk planları evlenip yuva kurmak, örnek birer devrimci olmaktır. Oysa köyde onları bir sürpriz beklemektedir. Muhtar, Muro ile Çeto'yu hapisteyken iki Rus kadınla evlendirmiştir. Muro ile Çeto'nun devrim ütopyasını gerçekleştirmeleri için, kadınları bulup boşanmaları gerekmektedir. Bunun için İstanbul'a dönen Muro ile Çeto'nun başına gelmeyen kalmaz. Çözümlemesini asla yapamayacakları bir örgütle karşı karşıya kalırlar.

Özgü Namal ve Arzum Onan frikik verdi


İstanbul Film Festivali önceki akşam düzenlenen ödül töreni ile son buldu. Ünlü sanatçıların katıldığı törene Özgü Namal ve Arzum Onan ın frikikleri damga vurdu.


Ekranlarda Axess kızı olarak boy gösteren Özgü Namal ın Akbank tarafından uyarıldığı ortaya çıktı.

Seksi mini elbisesiyle İstanbul Film Festivali nin ödül törenine katılan Özgü Namal ın otururken verdiği talihsiz frikik Akbank la olan ilişkisini tehlikeye soktu..

Bu frikik sana yakışmadı, bundan sonra daha dikkatli ol, sonuçta Akbank ın yüzüsün ve Akbank ı temsil ediyorsun. Bu şekilde uygunsuz frikiklerle gündeme gelmemeni istiyoruz.. Bize zarar verirsin şeklinde uyarı aldığı ortaya çıkan Özgü Namal ın moralinin bozuk olduğu da konuşular arasında..

Nasıl yeniden doğdu?


Ünlü sanatçının tekrar zirveye tırmanışı seven sevmeyen herkesi şaşkına uğrattı.

Kevin Federline ile ayrıldıktan sonra her gün bir skandala imza atan ve ‘kariyeri bitti’ denilen Britney Spears adeta yeniden doğdu. Ünlü sanatçının tekrar zirveye tırmanışı seven sevmeyen herkesi şaşkına uğrattı.

Uzun süredir menajeri Jason Trawick'le birlikte olan Britney Spears, kariyerinde hızla yükselmeye devam ediyor. Spears'ın yakınları, "Onu aşk kurtardı. Eğer Jason olmasaydı, yine depresyona girerdi" diye konuştu.

YÜZÜNDE GÜLLER AÇIYOR

Son aylarda Britney Spears'ın yüzünde güller açıyor. Geçtiğimiz günlerde 'The Circus' turnesi kapsamında Avustralyalı hayranlarıyla buluşan Spears, sahne performansıyla izleyenleri büyüledi.

Konser boyunca seyircilere gülücükler saçan Spears'a yakın kaynaklar, ünlü şarkıcının menajerliğini yapan sevgilisi Jason Trawick sayesinde mutluluğu yakaladığını söylüyor ve ekliyor: "Eğer Jason olmasaydı, yine depresyona girerdi. Onu ve kariyerini aşk kurtardı."

ARTIK DAHA HUZURLU


Eski eşi Kevin Federline'dan olan oğulları Sean Preston ve Jayden James'le de yakından ilgilenen Trawick'le evlenmeyi çok isteyen Spears, bu ilişkisinde sevgilisine büyük güven duyuyor. Trawick'ten önce çok endişeli bir yapıya sahip olan güzel yıldızın, genç menajeri sayesinde daha sakin ve huzurlu bir kadın haline geldiği söyleniyor.

'Yatağa onlarla giriyorum'


Ece Gürsel'in yatak odası sırrı herkesi şaşırttı!

Ece Gürsel yatarken 'ayıcıklı giysiler' tercih ettiğini, ancak yanında sevgilisi olduğunda çıkarttığını söyledi.

Kanal D'de ekrana gelen Okan Bayülgen'in sunduğu Disko Kralı programında ünlü şovmen konuklarına yatarken seksi kıyafet giyip giymediklerini sordu.


Ece Gürsel ise ayıcıklı bir kıyafet giydiğini, ancak sevgilisi yanında ise onu çıkarttığını söyledi.

Gürsel, "Gayet ayıcıklı yani kel alaka bir üstle alt giyiyorum. Gayet alakasız. İnsanlar böyle 'Aaaa Ece Gürsel mesela süper seksi şeyler' diye düşünüyorlardır" dedi.

Bayülgen'in "Gayet ayıcıklı" sözünü tekrar tekrar kullanması üzerine Ece Gürsel, "Maşallah modeliz ya cımbızla çekin yani aradan lafları ki manşet olsun" diye konuştu.

Gürsel'in "Yatağa onlarla giriyorum ama yanımda sevgilim varsa sonrasında çıkartabilirim" ifadeleri üzerine Okan Bayülgen, "Çok açık saçık konuşuluyor" diyerek esprili söylemlerde bulundu.

Peker Açıkalın ise bu sözler üzerine soyunur gibi yaparak stüdyodakileri güldürdü. Açıkalın, espri yaparak kendisinin de gece yatarken dantelli bir kıyafet giydiğini söyledi.

Okan Bayülgen ise esprili bir ifadeyle "Ben mesela eğer yalnız isem süper seksi giyinirim ki, o yalnızlığımı unutmak için" diye konuştu.

Uzaylıların sevgi dolu gözleri vardı


Daha önce uzaylılar tarafından kaçırıldığını söyleyen Reyhan Karaca, bu kez de "Esra Ceyhan'ın programında yine ilginç deneyimlerini anlattı.

Gördüklerinden tam olarak emin olmadığını belirten Reyhan Karaca " Hatırladığım şeyler,tenleri, gözleri ve bulunduğum ortamdı.Kendim tam sonuca vardığımda gerekli açıklamayı yapacağım.Çünkü basının olayı ele alışından rahatsız oldum.

Kafamızdaki tiplemelere hiç benzemiyorlardı. 1.50-1.55 boylarında, dört parmaklı ve parmakları çok uzundu. Gri beyaz tenli, iki tane büyük gözleri vardı. Bu gözler sevgi dolu, rahatlatıcıydı. Bir mekandaydım. Omuzumda bir el hatırlıyorum." dedi.


13/11/2009 14:54:58

Joker'le ilişkisi varmış




Lindsay Lohan'ın annesi Dina, kızının, geçen yıl aşırı doz uyuşturucudan ölen ünlü aktör Heath Ledger ile gizli bir ilişkisi olduğunu söyledi. Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, Dina Lohan eşi Michael ile geçen yıl yaptığı bir telefon görüşmesinde bu durumu itiraf edip 'Heath'in ölümü Lindsay'ın üzerinde büyük çöküntü yaratabilir. Ne zaman içki içse onun sonunun da aynı olmasından endişe ediyorum' diyor. Ledger, 'Kara Şövalye' filminde canlandırdığı 'Joker' tiplemesiyle Oscar kazanmıştı.

12/11/2009 10:12:23

Dolce'nin yeni yüzü!





ABD'li film yıldızı Scarlett Johansson, Dolce&Gabbana'nın yeni yüzü oldu. Dünyanın en güzel kadınlarından birisi olan 25 yaşındaki aktris, sıcağı sıcağına firmanın 2010 modellerinin tanıtımı için objektif karşısına geçti. Şirket yetkilileri, Hollywood'un en çok aranan isimlerinden biri olan Johansson'un markanın imajını olumlu etkileyeceğine inandıklarını söyledi.

11/11/2009 14:44:0

Yatak odasına girmek imkansız


Acarkent'te triplex villa alan Demet Akalın, evini baştan aşağı güvenlik sistemiyle döşedi. Akalın, kamera ve hareket sensörlerin yanı sıra yatak odasına 'parmak izli kilit' taktırdı. Seksi popçu, odanın kapısını açmak için önce parmak izini tanıtıp ardından şifresini giriyor. Havuzlu villasının alt katını 'gümüş', üst katını ise 'altın' renginde döşeten popçu, oturma odasına 'Kırıtık' adını verdiğini söyledi.

Misafirlerini 'Kırıtık'ta ağırladığını belirten Demet Akalın'ı arkadaşları hediye yağmuruna tutmuş. Alişan'ın 2 bin 500 euro (5 bin TL) değerinde bir müzik sistemi hediye ederken, sunucu Ece Erken avize, türkücü Ceylan da ayna almış.

13/11/2009 13:36:28

Gelecek vaat ediyor




Dünyaca ünlü moda markası Victoria's Secret 2010 kataloğunda, ünlü meleklerinin yanı sıra şöhret basamaklarını yeni tırmanan güzellere de yer verdi.

Şöhret basamaklarını hızla tırmanma şansı yakalayan güzellerden biri de 21 yaşındaki Güney Afrikalı Candice Swanepoel oldu. 5 yaşından beri podyumlarda boy gösteren Candice, şimdiden geleceğin en ünlü modellerinden biri olarak görülüyor.

19/11/2009 10:35:06

Zenginlikte rakiplerine fark attı


ABD'den yayın yapan internet haber sitesi Daily Beast'in, dünyanın en çok kazanan modelleri sıralamasında Gisele Bündchen birincilik ipini göğüsledi. Max Factor, Dior, Versace, Rampage ve Victoria's Secret gibi devlerin tercihi olan manken, geçen yılki geliriyle rakiplerine fark atti. İşte 'en zengin mankenler' listesinin ilk beşi:

l Gisele Bündchen 25 milyon $
l Kate Moss 8.5 milyon $
l Adriana Lima 8 milyon $
l Doutzen Kroes 6.2 milyon $
l Alessandra Amrbosio 6 milyon $

18/11/2009 09:17:55

Melekler fırtına estirdi!




'Dünyanın en görkemli moda şovu' kabul edilen Victoria's Secret, New York'ta fırtınalar estirdi.

Miranda Kerr, Heidi Klum gibi top modeller podyuma çıktı. Gecenin en ışıltılı meleği, göğsüne taktığı 3 milyon dolarlık elmas işli sutyenle Marissa Miller oldu.

Her yıl düzenlediği görkemli şovlarla moda dünyasının gündemine damga vuran Victoria's Secret'ın 2009 defilesi dün gece New York'ta yapıldı. Miranda Kerr, Marisa Miller, Doutzen Kroes ve Alessandra Ambrosio gibi dünyaca ünlü meleklerle birlikte Emanuela de Paula, Chanel Iman, Rosie Huntington-Whiteley, Lindsay Ellingson ve Candice Swanepoel gibi 'çaylak' melekler de podyumda boy gösterdi. 5 hafta önce 4'üncü çocuğunu dünyaya getiren ve her yıl düzenlenen şovun yıldızı olan Heidi Klum bu kez daha kapalı bir kıyafet tercih etti.

Defile, 1 Aralık gecesi Amerikan CBS kanalında yayınlanacak.

21/11/2009 09:54:15
AKŞAM

Gülben Ergen Bilge Köyü'nde


Ses sanatçısı ve oyuncu Gülben Ergen, 4 Mayıs 2009 tarihinde Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde 44 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan katliamın izlerini silmek için köy okulunu ziyaret ederek çocuklara kırtasiye ve giyim yardımında bulundu.

Gülben Ergen Bilge köyünün yanındaki 5 köye de okul öncesi çağdaki çocuklara soğuktan korunmaları için vitamin ilaçları ve okula giden öğrencilere ise giyim ve kırtasiye yardımı yaptı. Ergen, yaklaşık 50 bin TL'lik yardımı kamyonetle Bilge köyündeki çocuklara kendi elleri ile dağıttı. Yardımlar Bilge köyündeki yetim ve öksüz çocuklara ilkokulda düzenlenen törenle dağıtıldı.

Okuldaki öğrencilerle birebir ilgilenen ünlü sanatçı Gülben Ergen, köyde yaşanan katliamın izlerinin yavaş yavaş silindiğini söyledi. Bilge köyündeki çocukları bir nebze de olsa sevindirmek için köye geldiklerini belirten Ergen, "Buradaki çocukları güldürmek, yaşadıkları travmaları geride bırakmak için buradayız" dedi.

Ergen, köye gitmeden önce ziyaret ettiği Mardin Valisi Hasan Duruer'den de köydeki günlük yaşam hakkında bilgi aldı. Vali Duruer köydeki yaşamın rehabilite edilmesi için üzerlerine düşen görevi yerine getirdiklerini belirterek sanatçı Ergen'e göstermiş olduğu örnek davranıştan dolayı teşekkür etti.


12/11/2009 15:51:12

Shakira yardım için seslendi


Kolombiyalı şarkıcı Shakira, Latin Amerika'daki yoksul çocuklara yardım elini uzattı. Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelot ile Portekiz'in başkenti Lizbon'da basın açıklaması yapan Shakira, 'Latin Amerika halkları için en iyi geleceği sağlamanın yolu, hükümetlerin ve sivil toplum örgütlerinin, çocukların yararına tüm girişimleri ileriye götürmek amacıyla birlikte çalışmasıdır' dedi.

1/12/2009 12:41:56

Her yaşın ayrı güzelliği var




İngiltere'de kadınların en çok benzemek istediği manken olan Kelly Brook 30 yaşına girdi. Doğum gününü, kendisini şöhrete kavuşturan 'Takvim Kızları' dizisinin oyuncularıyla kutlayan manken 'Yaşlanmaktan korkmuyorum. Her yaşın ayrı bir güzelliği var' dedi.

24/11/2009 09:34:

Azra Akın İtalyan sevgilisiyle


Manken Azra Akın İtalyan sevgilisi Francesco Boari'yle Beyoğlu'nda görüntülendi. İstiklal Caddesi'nde el- ele yürüyen çift alışveriş yaptıktan sonra Boari'nin, Saint Antoine Kilisesi'nin avlusundaki evine gitti. Boari'nin, İtalyan Mimar Giulio Mongeri'nin imzasını taşıyan 100 yıllık apartmandaki dairelerden birinde kiracı olduğu öğrenildi. İstanbul doğumlu Mongeri tarafından 1906-1912 yılları arasında İtalyan 'neogotik' üslubunda yapılan 6 katlı iki apartman, kiliseye gelir getirmesi amacıyla kiralanıyor.

25/11/2009 09:37:01

Mazoşist Ece kırbaç arıyor



Okan Bayülgen'in Disko Kralı programına konuk olan Ece Gürsel açıklamalarıyla şaşırttı. Program sırasında ünlü şovmen, Ece Gürsel'in basında çıkan 'Mazoşistim, acı çekmek istediğim zaman dövme yaptırıyorum' şeklindeki ifadelerine dikkat çekti. Bu sözleri doğrulayan Gürsel, 'Doğru, mazoşistim. Şu an için dövme yapıyorum' dedi. Gürsel'in bu sözleri karşısında suskun kalamayan, programın diğer konuğu Oya Küçümen, 'Sadece dövme mi, kırbaç falan da var mı?' sorusunu yöneltti. Ece Gürsel ise 'İleride kırbaç olabilir, belli olmaz. Adamına göre değişir bu' diyerek gecenin bombasını patlattı.

1/12/2009 16:32:09

Tenisten sonra modaya el attı


Rusya'nın en çok kazanan sporcusu Maria Sharapova tenisten sonra modaya da el attı. Rus raket, kıyafet tasarımına başladı. 2005 Wimbledon'da altın tenis ayakkabısı giyerek moda dünyasında iz bırakmaya başlayan Maria, mankenlik yapmak istemediğini belirterek, 'Tasarım yapmayı seviyorum' dedi. Arjantinli G.Dulko ile 'güzellik maçı' oynamak için Şili'ye giden Sharapova, 'Tenisi bıraktıktan sonra moda tasarımına ağırlık vereceğim' diye konuştu.

3/12/2009 09:29:13

"Artık başka bir Deniz'im"




Cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez basın toplantısı düzenleyen Deniz Seki, insanların elinden alınan özgürlüğün bir bedeli olması gerektiğini belirtti.

Ünlü sanatçı Deniz Seki, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez basın toplantısı düzenledi. Seyrantepe'deki Midas Stüdyoları'nda basının karşısına çıkan Seki, yeni şarkısı "Canım Kalbim"i söyledi. Şarkıyı kalbine yazdığını belirten Seki, "Artık başka bir Deniz'im. Deniz olarak gittim, okyanus olarak geldim. Tuhaf bir yolculuktu benim için. Maneviyatı çok yüksekti. Yolculukta tecrübe ve gözyaşı vardı. Özgürlüğünüzün kıymetini bilin. Kendimi hiç yalnız hissetmedim. Ailem beni hiç yalnız bırakmadı.

Sevenlerim sürekli mektup gönderiyordu. Mektup gönderen bütün sevenlerime kartpostal göndereceğim. Sanatçı dostlarım da zor günlerimde beni yalnız bırakmadı" dedi. Seki, 'şarkıyı Hüsnü Şenlendirici'ye mi yazdınız' sorusu üzerine, "Ben aşka aşık bir kadınım. Vazgeçemeyeceğim bir şey ama ille de hayatınızda aşk olacak diye bir şey yok, Bunu cevaplamak istemiyorum. Gündemimde böyle bir şey yok" diye konuştu.

Bir soru üzerine, Müslüman kişiliği ile sanatçı kişiliğinin birbirinden ayrı olduğunu ifade eden Deniz Seki, cezaevinde bu iki durumu birbirine karıştırmadan yaşadığını söyledi. Seki, "Cezaevinden çıktıktan sonra hayatımı yeniden şekillendiriyorum. Hayranlarımla bayramda Antalya'da, 5 Aralık'ta da Bostancı Kültür Merkezi'nde sevenlerimle birlikte olacağım. Cezaevi bana başka bir yeteneğim olduğunu gösterdi. Şu anda 5 tane yağlıboya tablom var. Albümümü de Şubat ayında sevenlerimle paylaşacağım. Cezaevindeki arkadaşlarıma konser vermek istiyorum. Sosyal projelerde yer almayı hedefliyorum" ifadelerini kullandı.

Uyuşturucu kullananlara mesajının sorulması üzerine, "Bu soruyu duymamış olmak istiyorum" şeklinde konuşan Deniz Seki, sözlerinin sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını açıkladı. Seki, "Şikayet nedeniyle değil, ülkem tarafından bana verilen bir haktır ve bu hakkımı arayacağım. İnsanların elinden alınan özgürlüğünün bir bedeli olmalıdır" açıklamasında bulundu.

23/11/2009 16:40:22

Jennifer'a nazar değdi




Amerikan Müzik Ödülleri'nde sahneye çıkan ünlü şarkıcı Jennifer Lopez, şovu sırasında bir anda kendini yerde buldu.

Dikkat çekici kostümüyle, koreografi gereği dansçılarının oluşturduğu insan piramidine çıkan Lopez, dansçılarının üzerinden atlamaya çalışırken yere düştü.


24/11/2009 14:35:

Sevgilisine klip çekecek




Şarkıcı Hadise sevgilisi Sinan Akçıl'la ayrıldığı iddiaları ayyuka çıkınca harekete geçti. Son albümünde sevgilisinden büyük destek gören şarkıcı, ilk klibi, söz ve müziği Sinan Akçıl'a ait 'Kahraman' adlı şarkıya çekecek. Hadise, bu şarkıyı sevgilisine ithaf etmişti.

2/12/2009 10:00:4

Beren Ayvalık'ta "ev"lendi


Aşk-ı Memnu dizisindeki 'Bihter' rolü ile ünlenen Beren Saat, Balıkesir'in Ayvalık ilçesinden yazlık satın aldı.

Son yıllarda özellikle Aşk-ı Memnu diziyle kendisinden sık sık söz ettiren güzel oyuncu, sevgilisi Bülent İnal'ın "Kurşun Yarası" adlı dizi film sonrası Ayvalık'a yerleşme kararı verdikleri öğrenildi.

Annesi ile oturacak
Ünlü yıldız, Cunda Adası, Namık Kemal Mahallesi'nde denize sıfır yeni evine dizi ve film çekimlerinden fırsat buldukça geleceğini belirttiğini söyleyen komşuları, Beren Saat'in, Cunda'nın en çok kokusundan etkilendiğini söylediği ifade edildi.

Ayvalık'ın Alibey olarak da bilinen Cunda adasından yazlık ev almak için yarışan ünlüler kervanına katılan Beren Saat'in yeni evini özene bezene döşediği ve film setlerden fırsat buldukça annesiyle beraber bu evde yaşamak istediği öğrenildi.

27/11/2009 10:36:01

1 Aralık 2009 Salı

Zerrin Özer geyşa ruhluymuş


Zerrin Özer, 'Bayramda eşlerin eli öpülür mü' sorusuna, 'Tabii ki de öperim. Çünkü ben geyşayım.' diye cevap verdi.


Kurban Bayramı’nın birinci gününde Kıbrıs Mercure Otel ve Casino’da sahneye çıkan Zerrin Özer, “Bayramda eşlerin eli öpülür mü” sorusuna, “Tabii ki de öperim. Çünkü ben geyşayım. Erkek her zaman kadından bir adım öndedir. Her kadının bir erkeğe ihtiyacı olduğuna inanıyorum” diye cevap verdi. Özer, sözlerine şöyle devam etti:



“Her zaman bir omuza ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Şefkat çok önemli. Şu anda hayatımda biri yok. Şefkatli omuz arıyorum. Yalnızlık sadece yaradanıma mahsustur.”

Denizde 30 saat mahsur kaldı


Deniz tutkusuyla bilinen ünlü işadamı Mustafa Koç'un teknesiyle çıktığı Split seyahati sırasında fırtınaya yakalanıp 30 saat denizde mahsur kaldığı ortaya çıktı.

Motor Boat&Yachting dergisi, tam bir deniz aşığı olan Burcu Esmersoy’dan tekne sohbetleri gerçekleştirmesini istedi. O da ilk olarak Mustafa Koç ile bir araya geldi. ışte derginin aralık sayısında yer alan o söyleşi...

Deniz tutkusunun size kimden geçtiğini tahmin edebiliyoruz. Geçmişe dönüp baktığınızda hatırlayabildiğiniz ne var denizle ilgili?
- Biz Boğaz’da büyüdük. 1966’dan itibaren Anadolu Hisarı’ndaki evimizde denizle iç içe bir hayatımız oldu. 8 yaşındayken 1,5 beygirlik Johnson bir motorum oldu, bir tane de tahta sandal. Bütün gün onun üstünde geçiyordu.
Tekne merakınız o günlere dayanıyor demek ki...
- Hem de nasıl! Biraz kendi merakım, biraz babadan geçme bir aşk o.
Çocuklarınız da bu konuda sizi takip ediyor...

- Evet, bizimkiler çok küçük yaştan beri yelkenli kullanıyor ve denizle iç içe yaşıyorlar. Akranları gibi jet-ski ile dolaşmak yerine benim gibi lazer tekne kullanmayı tercih ediyorlar. Jet-ski’nin hem gereksiz ve tehlikeli bir sürati var hem de gürültü kirliliği yaratıyor.

DÜNYA TURU YAPMAYI HİÇ DÜŞÜNMÜYORUM

Seyahatlerinizde kalabalık arkadaş gruplarını mı ağırlamaktan hoşlanıyorsunuz yoksa teknede çekirdek aile çok daha iyi, diyenlerden misiniz?
- Onu çok iyi dengelemek lazım, çünkü teknede çok büyük bir kalabalık çoğu zaman sıkıntı yaratabiliyor tahmin edersiniz ki. Sonuçta kara gibi değil, kaçacak yeriniz olmadığı için sıkıntı yaşanma ihtimali de daha yüksek olabiliyor. O bakımdan bazı hafta sonları aile, bazı hafta sonları arkadaş grubuyla ama çoğunlukla birkaç teknenin beraber olduğu seyahatleri tercih ediyoruz.
Dünya turu yapmayı düşünüyor musunuz?
- Hayır, hiç düşünmüyorum. Çok zamana ihtiyaç duyulan bir seyahat dünya turu ve ben özellikle şu sıralar böyle bir seyahate merak duymuyorum.

BENİM KAPTANIMI ÖYLE KOLAY KOLAY SATIN ALAMAZLAR

Kendiniz kullanıyor musunuz teknenizi?
- Evet, tabii ki. Zaten ben tekneyi yaparken ne istediğimizi çok iyi biliyordum ve gerçekten teknem Türkiye’de amaca uygun yapılmış en iyi teknelerden biridir. Dolayısıyla hem boyut hem de sistem olarak kullanabileceğim bir tekne olmasına özen gösterdim.
Tecrübenizin ve deniz bilginizin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
- Teknik olarak diyemem ama bileğimin ve deniz bilgimin çok iyi olduğuna inanıyorum. Zaten kaptanım Mustafa Güneş hem mekanik anlamda çok yeterli hem de kendini geliştiren bir yapıya sahip. Çok şanslıyım.
Bu kadar iyi bir kaptansa, transfer etmek isteyen de çoktur...
- Var tabii ama bizim geçmişimiz çok eskiye dayandığından ve birbirimizden ayrılamayacağımızdan öyle kolay kolay satın alamazlar kaptanımızı.

EŞİME PUPPY DERDİM TEKNENıN İSMİ ORADAN

Biraz da yarış tekneniz Papili’den bahsedelim isterseniz. Papili ne demek?
- Eşim Caroline, tanıştığımızda 19 yaşındaydı. Ben ona puppy (papi) derdim. Papi bizim aramızda bir takma isim. Teknenin ismi de oradan geliyor.
Peki Papili ile tanışmanız nasıl oldu?
- Tekneyi internette görüp beğendim, biraz araştırınca böyle bir tekne istediğime karar verdim. Dümenli değil de yekeli bir tekne Papili. Arkası geniş ve açık, kullanımı kolay. Tekne bugüne kadar üç, dört yarışa katıldı ve başarılı da oldu.
Su altı fotoğrafçılığı merakınız da var değil mi?
- Hem fotoğraf hem film çekiyorum artık. 1980’den beri tüplü dalıyorum ama tüpsüz dalmayı da çok seviyorum.

Milletin aklını karıştırdım


Kafa Dengi" programına konuk olan Nurgül Yeşilçay, her filmde farklı rol üstlendiği için insanların kafasını karıştırdığını söyledi:

"Ben 'Mumya Firarda' ve 'Asmalı Konak' filmlerinden sonra hep farklı roller seçmeyi tercih ettim. Aslında şimdi dönüp baktığımda doğru mu yaptım diye düşünüyorum. Belki sadece bir rolü çok iyi yapıp, o karaktere kanalize olabilirmişim. Kimsenin de kafası karışmazdı o zaman."

Serdar kendinden geçti


Antalya bayramda da ünlüleri ağırladı... Bayramın ikinci gecesi Antalya'da sahnele çıkan Ortaç, birbirinden seksi dansçıların eşlik ettiği şarkılarıyla seyircileri coşturdu. Ortaç'ın dansçılarıyla yaptığı şov da ilgiyle izlendi.

Türkiye'nin en güzel kadını


Tan Sağtürk, beş ay önce Rus asıllı Alona Ataberk ile nikâh masasına oturdu. ıki ay sonra doğacak bebeklerinin heyecanını yaşayan çift, ilk kez GALA için birlikte objektif karşısına geçti, aşklarının nasıl başladığını anlattı.

Röportaj: Sema EREN
Fotoğraflar: Cengiz DİKBAŞ

Bu beraberlik, bu aşk nasıl başladı?
Tan Sağtürk: Birkaç yıl önce sahnelenen “Romantika” müzikali sırasında tanıştık Alona ile. O da oyunda rol alıyordu. O dönem ikimizin de farklı farklı hayatları vardı ama çok iyi arkadaş olmuştuk. Sonra müzikal bitti, herkes kendi yoluna devam etti. Müzikalden sonra hiç görüşmedik.
“Farklı farklı hayatlarımız vardı” derken?
Alona Sağtürk: Ben Türkiye’ye, bir Türk’le evlenerek geldim. Bir gün Türker İnanoğlu ile tanıştım. Bana “Romantika” müzikalinde oynamayı teklif etti, ben de kabul ettim. Benim asıl işim tercümanlıktı. Rusça-Türkçe tercümanlık yapıyordum. Fakat bu iş hoşuma gitti, denemek istedim. Yani o dönem evliydim ve Tan’ın da başka bir hayatı, bir sevgilisi vardı.
Tan Sağtürk: Ben de müzikalin koreografisini yapıyordum, bir arada çalıştık. Müzikalden sonra Alona boşanmış, ıstanbul’da bir süre tek başına yaşadıktan sonra memleketine dönmüş. Ben de o dönem özgür kalmıştım ama birbirimizden hiç haberdar değildik. Aradan çok uzun zaman geçti. Yeşim adında ortak bir arkadaşımız vardı, bir gün onu aradım ve “Alona çok güzel ve düzgün bir kız, acaba şimdi ne yapıyor?” diye sordum. Alona’nın Rusya’ya döndüğünü, orada bir hayat kurduğunu söyledi. O özgür ve rahat olduğum dönemde nedense içimden Alona’yı aramak, ona ulaşmak geldi. Böyle platonik bir aşk başladı bende. Yeşim’den Alona’nın telefonunu aldım.
TAN: TÜRKİYE’DEKİ EN GÜZEL KADIN ALONA
Bu platonik aşk, bence o müzikal döneminde başlamış. Niye Ayşe, Fatma değil de Alona’yı aramak aklına gelsin, öyle değil mi?
Tan Sağtürk: Yok, öyle bakmamak gerek. Ben özgür ve yalnız kalınca şöyle geriye bir dönüp baktım, Alona’nın ne yaptığını merak ettim. Çünkü Alona o dönemde de duruşu çok özel bir kızdı. Bana göre Türkiye’deki en güzel kadın. Ne yaptığını merak ettim ve aramak istedim.
Yalnız ve özgür kalınca, ki o dönem Bergüzar Korel’den ayrılmıştın, aklına Alona geldi ve onu aramak istedin...
Tan Sağtürk: Evet. Ve Yeşim vasıtasıyla ona ulaşmaya karar verdim.
Alona Sağtürk: Bir gün Yeşim beni aradı ve “Tan numaranı istedi, seni arayacakmış, verebilir miyim?” diye sordu. Ben önce şaşırdım, sonrasında da numaramı vermesini söyledim.
Tan Sağtürk: Yeşim’e Alona’yı aramak istediğimi söylediğimde, “Çok iyi yaparsın, siz birbirinize çok yakışırsınız” dedi. Bu konuşma da beni çok cesaretlendirdi ve hemen aradım. Yılbaşına yakın bir zamandı. Ona “2009’a birlikte girelim mi?” diye sordum. Hiçbir şey söylemedi, takıldı kaldı. Bir şeyler söylemesine fırsat vermeden hemen bir program sundum.
Nasıl bir program sundun?
Tan Sağtürk: Ben Amsterdam’ı çok seviyorum. “Amsterdam’a gidelim, biraz dolaşalım. İstersen ben Moskova’ya gelirim” dedim. Hiç cevap vermedi. Bir süre sonra, “Düşünmem gerek” dedi. “Peki” deyip telefonu kapattım. Aramasını bekledim ama aramadı. Ben de bir kez daha aradım, o zaman “tamam” dedi.


Neden aramadın Tan’ı Alona?
Alona Sağtürk Durup dururken araması beni çok şaşırtmıştı ama bir o kadar da hoşuma gitmişti. Ben de onu çok beğeniyordum. Çok yakışıklı çünkü, beğenmemek mümkün değil! (Gülüyor) Aynı zamanda çok da iyi birisi. Farklı bir enerjisi var. Bir yere girince, herkesi büyülüyor. Neyse... ıkinci arayışında ıstanbul’a gelmeyi kabul ettim. Çünkü ne olacağını, neyle karşılaşacağımı bilmiyordum ve denemek, görmek istedim.


Tan Sağtürk: Alona burada kısa bir süre kalacağı için Amsterdam planından vazgeçtik ve ıstanbul’da kaldık. Ben yakın arkadaşlarımla beraber evde yeni yıl partisi yapmaya karar verdim. Yılbaşından birkaç gün önce de Alona geldi. Yeşim’le beraber onu havalimanından almaya gittik. Alanda görür görmez de ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. ılk bakışta bir heyecan olur ya, işte ilk temasımızda böyle bir şey yaşadım. Müthiş bir elektrik oldu aramızda. Mantık ile duygusallığın harmanlandığı bir şey yaşadım. Çok acayipti yani! O birkaç saniye bakışmamız sırasında inanılmaz bir bağlantı oldu aramızda. Neyse, bir arada yılbaşını geçirdik. Ondan sonra da şuna karar verdik; bizim çocuğumuz olmalı.

Bence sen o müzikal döneminden itibaren Alona’yı çok istemişsin...
Tan Sağtürk: Böyle bir enerji göndermiş olabilirim. Aradığımda, Alona’nın orada bambaşka bir hayatı olabilirdi. Onun da yalnız olması, sanki beni bekliyormuş gibiydi. Bizim bir araya gelişimiz çok tuhaf. Bir yandan tamamen tesadüfler zinciri, diğer yandan da olacak bir meseleymiş ki, oldu. Su aktı yolunu buldu. Her şey kendiliğinden, çok hızlı bir şekilde gelişti. Karım çok iyi birisi. Çok duru bir güzelliği ve asil bir duruşu var. Bunlarla birlikte inanılmaz bir otoritesi de var. Zaten ben ona “sessiz otorite” diyorum. Benim hayatımda gördüğüm en güzel kadın. Onu nasıl tanımlayacağımı bilmiyorum. Birçok arkadaşım bana, “Sizin sevginiz birbirinize eşit, bunu birçok ilişkide görmedik” diyor. Bizim aramızdaki sevgi yüzde 50, 50... Kimse kimseyi diğerinden fazla sevmiyor. Sevgimizin duruşu eşit. Eşim olduğu için, ondan bir çocuğum olacağı için gurur duyuyorum. Bu çok kişiye nasip olmaz.
Evet... ıki ay sonra Ada Ariana dünyaya gelecek...
Tan Sağtürk: Ada da sanıyorum çok mutlu ve yaratıcı bir çocuk olacak. Çünkü “öz” öyle kuruldu.
ALONA: BİR ŞEY HİSSETMESEYDİM HEMEN RUSYA’YA DÖNERDİM
Peki Alona, sen Tan’ı havaalanında görünce neler hissettin?
Alona Sağtürk Ben her şeye hazırlıklıydım. Eğer bir şey hissetmeseydim, burada hiç kalmadan Rusya’ya dönebilirdim. Ya da “Biz arkadaş kalalım” diyebilirdim.
Tan Sağtürk: Aynı şeyi ben de diyebilirdim.
Alona Sağtürk Gelirken uçakta çok düşündüm, “Acaba beni ne bekliyor” diye. Görür görmez, onunla aynı şeyleri hissettim. Çok heyecanlandım. O benim için kusursuz erkekti.
Tan Sağtürk: Alona ıstanbul’daki evini kapatıp Rusya’ya yerleştiğinde, kendine orada yeni bir düzen kurmuş. Yeni bir ev satın almış, dayayıp döşemiş. Bütün o düzenini bırakıp benim yanıma, ıstanbul’a geldi. Biz gerçekten ilk görüşte aşk yaşadık.


Sen 40 yaşındasın, Alona 27 değil mi?
Tan Sağtürk: Evet. Ben çok şanslıyım. Böyle bir eşe sahip olduğum için...
Alona Sağtürk Ben de aşkım, ben de çok şanslıyım.
Tan Sağtürk: Alona’nın çok farklı, kültürlü bir ailesi var. Müzikle iç içe bir aile. Ailesiyle de çok iyi anlaşıyorum. Benim dansıma katkıda bulunacak geniş bir müzikal altyapıya sahipler. Alona da öyle. Mesleğimle ilgili fikirler sunuyor, ayrıca çok ortak noktamız var. Bunlar benim için önemli. Mesleki anlamda bu hazzı onunla yaşamak, aşkımızı da pekiştiriyor. ılk görüşte aşk, zamanla yerini dostluğa, belki başka bir şeye bırakacaktır. Bizim şu an heyecanımız yoğun bir şekilde sürüyor ama bu meseleler de önemli. Eşinizin mesleğinize katkısının olması, hobileri paylaşabilmek, uzun ömürlü bir ilişkiyi sağlıyor. Alona her heyecanıma ortak oluyor. Yarattığım bir koreografiyi anlatabileceğim ilk insan, benim eşim haline geldi. Beni her anlamda çok güzel yönlendiriyor. Bunu daha önce yaşayamamıştım. Konserlere gidiyoruz, tiyatro oyunlarını kaçırmıyoruz. Ayrıca çok güzel yemek yapıyor, yemekleriyle beni eve bağlıyor. Ütümü yapıyor, çamaşırımı yıkıyor, evde tek başına her şeyle ilgileniyor. Dört dörtlük bir kadın... Benim büyük bir evim var. O ev meğer bugüne kadar hiç ev gibi değilmiş, kulüp gibiymiş. Alona gelince, o ev “ev” gibi oldu. Yine gelen giden eksik olmuyor ama bir kadın elinin değdiği belli. Bir de Alona’nın çok düzgün bir dili var. Bir şeyi yapmamı istemediğinde bunu o kadar düzgün bir dille söylüyor ki... Bunlar erkeği bağlayıcı şeyler.



EŞİME ARTIK ‘ANNE YÜZÜ’ GELDİ
Alona’ya bakmaya doyamıyor gibisin Tan. Maşallah...
Tan Sağtürk: Doyamıyorum, doğru. ıncitmekten korkuyorum. Onu farkında olmadan da kırmamalıyım, çok dikkatliyim bu konuda. Yüzüne baktıkça şükrediyorum. Her sabah uyandığı zaman yüzünde güller açıyor. Beni de gülerek uyandırıyor. Ona artık anne yüzü de geldi. Bu bebek hepimizi olgunlaştıracak, yaşama isteği oluşturacak. Ama benim için ilk önce annesi geliyor, sonra çocuğum. Tabii ki ikisi de çok önemli, insan çocuğu için canını verir ama belirli bir sıralamada benim için önce annesi gelir.

Bu Ebru şallı’nın açıklaması gibi oldu. Ebru da “Önce kocam, sonra çocuğum gelir” demiş, ortalık karışmıştı...
Tan Sağtürk: Ama benim söylemek istediğim şu; anne iyi olmalı ki, çocuğu da iyi olsun. Belki Ebru da bunu söylemek istemiştir. Yanlış anlaşılmak istemem. ınsan çocuğu için her şeyi yapar. Anne ne kadar sağlıklı, huzurlu, mutlu olursa, bu çocuğa da aynı şekilde yansır. Alona giderek güzelleşiyor. Hamilelik çok yakıştı ona. Bu fotoğraflardaki kadar güzel bir kadın Alona. Kalbi de çok güzel. Allah nazarlardan korusun. Bizim hep balayında gibi bir halimiz olacak. Öyle görünüyor.
BEN TAN’SIZ ASLA YAŞAYAMAM
Hep sustun Alona?
Alona Sağtürk (Gülüyor) Ne diyeyim, Tan çok güzel konuştu... O da benim için çok kıymetli. O benim her şeyim. Ben onsuz asla yaşayamam. Neredeyse onunla nefes alıyorum. Her sabah ben de şükrediyorum, onunla evlendiğime, ondan çocuk sahibi olduğuma.
Kızınızın ismi Ada Ariana... Ariana ne demek?
Tan Sağtürk: “Çok kutsal kimse” demek. Ada, burada dünyaya gelecek. Ne Rusya’da doğacak ne de Amerika’da. Türk vatandaşı olacak.

Zeynep bu sahneyi yorumladı


Zeynep Beşerler sevgilisi Kenan İmirzalıoğlu’nun sevişme sahnesini “Berrak Tüzünataç’ın sevgilisi Nejat İşler ne Kenan İmirzalıoğlu “Ejder Kapanı” filminde Nejat İşler’in sevgilisi Berrak Tüzünataç ile rol gereği yatağa girdi. Filmin ateşli sevişme sahnesi internette tıklanma rekoru kırdı.

Bu sahneyle ilgili İmirzalıoğlu’nun oyuncu sevgilisi Zeynep Beşerler’in yorumu merak konusu oldu. Beşerler bu sahneyi Vatan'a yorumladı: “Böyle bir sahnede oyuncu kesinlikle hiçbir şey düşünmüyor ve hissetmiyor. Normalden daha zordur çekimleri. Çünkü insan ister istemez utanıyor, kafası dağılıyor. Sevişme sahnelerinin üzerine çok yazılıp, çiziliyor ama bir de o sahnelerde oynayana sorun neler yaşıyor. Büyük bir eziyet ve ’Bitse de gitsem’ durumu... Daha önce ’İçim buruluyor’ demiştim ama bu her zaman olmuyor. Sadece insan izlerken içine batıyor, bu da çok doğal. İşimiz bu olduğu sürece böyle sahnelerde yer almak zorundayız. Yarın bir gün de ben bir adamla rol gereği yatağa girebilirim. Ama nedense bana hep ’Kenan’ı kıskanıyor musun’ diye soruyorlar. Berrak gerçekten çok hoş bir kız. Aynı şekilde Cansu Dere’yi de beğenirim. Ancak ben de eli yüzü düzgün güzel bir kızım. Kimse kusura bakmasın da yüzüne bakılmayacak, Hilkat garibesi değilim ki onları kıskanayım. İnsan kendinde olmayanı kıskanır. Hiçbir meslektaşımı kıskanmadım, sadece gıpta ettim. Ayrıca Berrak’ın sevgilisi Nejat İşler ne hissetiyse ben de aynısını hissettim. İkimiz de profesyonel oyuncularız ve bunun iş olduğunun farkındayız.” Zeynep Beşerler’in bu sözleri üzerine gözler Nejat İşler’e çevrildi. hissetiyse aynısını hissettim” diye yorumladı.

Zeynep Dizdar yeni albümü Aşkın Büyüsü


Zeynep Dizdar yeni albümü Aşkın Büyüsü ve yeni görüntüsü ile müzik severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Zeynep Dizdar single albüm Aşkın büyüsü 2010 yılının başlarında tüm müzik marketlerde yerini alacak.

Zeynep Dizdar dünya starlarını kendine örnek aldığını bellirtti ve kendisini yenilemek için çok çalıştığınıda belirtti.

Zeynep Dizdar:
Benim hedefim popüler yüz olmak yerine asıl işim olan müzikte kalıcı olmak bunun içinde dünya standartlarındaki yıldızların müziklerini takip ediyorum.

Gülben Ergen Kör Aşık son albümü


Gülben Ergen Kör Aşık son albümü 2009 yılının sonlarına doğru tüm müzik marketlerde yerini aldı. Neredeyse tüm albümleri ile milyonların sevgisini kazanan ve diger tüm Gülben Ergen albümleri gibi müzik piyasasını sarsmayı başardı.

Gülben Eregen son albümü Kör Aşık da yer alan parçalar şu şekilde: Gümbür gümbür, Kör aşık, Kim ne derse desin, Düğüm Düğüm, Yaramaz (Remix), Kanıma dokunuyor, YazıKolik, Anadolu kadını, Senin için, Kurşuni ve Gel gönlümü parçaları ile hayranlarını sevindirdi.

Zeynep Beşerler: Kenan İmirzalıoğlu...


Hülya Avşar’ın konuğu olan oyuncu Zeynep Beşerler, rol aldığı işlerde Kenan İmirzalıoğlu’nun öpüşmesine izin verip vermediği şeklindeki soruya “Verir, çünkü o da oyuncu” dedi.

Hülya Avşar’ın “Peki sen izin verir misin öpüşmesine?” sorusu üzerine Zeynep Beşerler, “Tabi ki. Zaten her tarafta öpüşüyor. Yaptığı işte var öyle sahneler yani” diye konuştu.

Televizyon Gazetesi’nde yer alan habere göre; “İçim pırpır olmuyor ama böyle bir buruluyor” diyen Zeynep Beşerler’i Hülya Avşar daha da sıkıştırarak “Hiç aklına gelmiyor mu ‘Sen nasıl böyle ihtişamlı öpebilirsin?’ diye” şeklinde konuştu.

Beşerler, “Yoo, ben de öpebilirim çünkü. Oyuncuyuz” dedi. Avşar’ın “Eyvah burada bir kıskançlık sözkonusu… Kenan buna okey der mi acaba?” şeklindeki konuşması üzerine Zeynep Beşerler, “Demek zorunda. Çünkü hepimiz oyuncuyuz… Ben de bu işe onunla başladım. Öyle bir şey durum yok. Hepimiz oyuncuyuz, bu işi yapıyoruz ve bu işten para kazanıyoruz” diye konuştu.

Böyle bir konuda Kenan İmirzalıoğlu’na danışma ihtiyacı da duymayacağını belirten Beşerler, “Bir şey diyeceğini zannetmiyorum çünkü bu bizim işimizse bunun gerekliliğini yapmak zorundayız. Bu basit bir kural yani” ifadesini kullandı.

Hülya Avşar'a Soruşturma


Kürt açılımıyla ilgili sözleri nedeniyle Hülya Avşar hakkında “halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla soruşturma açıldı.

İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Hülya Avşar ile röportajı yapan gazeteci Devrim Sevimay’ı şüpheli sıfatıyla ifade vermeye çağırdı.

Avşar, “Demokratik bir ülkede olduğumuzu düşünerek bunları konuştum. Soruşturma, bana yapılmış en büyük hakaret. Kürt açılımının tamamen kapatılmasıdır. Açılım değil, kapanış oldu” dedi.

Röportajda, “Ben sonuna kadar Türk’üm, ama bu Kürtleri yok saymak, onlara etnik baskı yapmak anlamına gelmemeli” diyen Avşar hakkında dava açılırsa, 1.5 ile 4.5 yıl hapsi istenecek.

Savcılığın çağrı kağıdı Hülya Avşar’a ulaştı.

Cansu Dere Konuşuyor....


ansu Dere,’Ezel’ dizisindeki ‘Eyşan’ karakteriyle hayran kitlesini genişletti. 18 Aralık’ta vizyona girecek olan ‘Acı Aşk’ isimli sinema filminin de kendisini çok heyecanlandırdığını belirten Cansu Dere, “Sıla’dan sonra hiçbir projenin içinde yer almadım. Doğru işi bekliyordum” şeklinde konuştu. InStyle dergisine röportaj veren Cansu Dere, ‘Sıla’ dizisinden sonraki oyunculuk serüvenini anlattı…

TEMBELLİK YAPTIM

Çalışmaya 1.5 yıl ara verdiğim dönemde hiçbir şey yapmadım. O dönem beden yorgunluğunun yanı sıra kafa yorgunluğu da vardı bende. ‘Sıla’ maratonu bitince evde bir kanepeden diğerine yuvarlandım durdum. Tembellik yaptım. Film seyrettim, dizilere baktım. Bir süre tatile çıktım ve öylece zaman geçti…

Bir işten sonra hemen diğer bir işe başlamak bana göre değil. Bir süre kendimi dinlemem lazım ama ‘Ezel’in senaryosuna bayıldım. İlk üç bölüm hazırdı. “Yeni sayısı yok mu bunun?” diye geri döndüm yapım ekibine. Çok güçlü karakterler yazılmıştı.

‘ŞEYTAN’ DİYORLAR

İlk bölümden sonra arkadaşlarım telefon etti. “Şeytan” dediler bana. Ama canlandırdığım ‘Eyşan’ tam olarak kötü biri değil. İyi yanları da var, kötü yanları da… Onun gel-gitlerini canlandırmak beni mutlu ediyor. Yaptığı kötülüklerin de haklı sebepleri var. Gerçek hayatta da böyle değil midir?

Kenan İmirzalıoğlu’yla birbirimizi çok iyi tanıdığımız için karşılıklı sahnelerimizde tedirginlik olmuyor. Yeni tanıştığım oyuncu arkadaşlarım da bana çok yardımcı oluyor. Zor bulunur böyle bir ekip.

Sette “Karnım acıktı” desem, herkes, hayretler içinde “Aaa sen acıkıyor musun?” diye soruyor. Neden acıkmayayım? Üstelik de çok yemek yerim ben. Unutmayın ki; yemek yerken yemekten konuşan tek memleketin insanlarıyız biz. Ben de hem yemekten söz etmeyi hem de yemeyi severim. Kahvaltı etmeden olmaz. Domates, peynir, ekmek, çay isterim kahvaltıda. Bir de yemeğim bitince üzerine bir Türk kahvesi keyfi yapmak tam bana göredir.

EVDE HİÇ SIKILMAM

Benim adımı ve fotoğrafımı kullanarak facebook’a üye olan pek çok kişi var. Ama ben değilim onlar. Özel hayatımdan söz etmek istemeyen biri olduğum halde neden facebook’a sevgilimle resimlerimi koyayım ki? Arkadaşlarımla haberleşmek istersem de telefon eder konuşurum.

Teknolojiyle aram iyi değildir. Televizyonda yayın kesildiğinde bile elim ayağım dolanır. Teknolojiyle ilişkim sınırlı olsun. Mail atayım, mail alayım yeter. Bilgisayardan senaryo okumayı bile sevmiyorum.

Evde oturmaktan hiç sıkılmam. Mutlaka kendimi oyalayacak bir şeyler bulurum. Televizyon izlerim, uyurum, müzik dinlerim. Özellikle televizyonda normal hayatımda görmediğim pek çok şeye tanık oluyorum… Bunlara kimi zaman şaşırıyorum, kimi zaman da çok eğleniyorum. Hayatta neler olduğunu kaçırıp, her şeye kapalı biri olmak istemiyorum.

SESLENDİRME HARİKA BİR TECRÜBE OLDU

Animasyon filmi ‘Casus Kızlar’daki ‘Alex’ karakterini seslendirirken çok eğlendim. Hayatımda hiç bu kadar çığlık atıp, kahkahalarla gülmemiştim. Harika bir tecrübe oldu benim için.

Beverly Hills Lisesi’nde okuyan üç genç kızın hikayesi bu. Eğlenceli bir hayatları var. Ama başka bir dünya… Çok komik bir olaylar dizisi yaşanıyor. Diğer iki kızı da Bergüzar Korel ve Melisa Sözen seslendirdi. Hollywood’un ünlü yıldızlarının neden mutlaka bir çizgi film seslendirdiklerini şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü çok eğlenceli…

KÖR KIZ ROLÜ HEYECANLANDIRDI

‘Acı Aşk’ filmini Woddy Allen’in ‘Barcelona Barcelona’ filmine benzetiyorlar. Biz nedense bir şeyi daha önce yapılmış bir işe benzetmezsek rahat edemiyoruz. Bir adam ve üç kadınla ilgili olunca illa ‘Barcelona Barcelona’ filmine mi benzemek zorunda?

Kör bir kızı canlandırmak o kadar heyecan verici ki! Altı Nokta Körler Derneği’ni ziyaret ettim. Ceyda Düvenci götürdü, sağ olsun. Pek çok gözlem yaptım. Birkaç film izledim. Çok çalıştım ama insanların hikayelerini öğrenince, şımarık olmamak gerektiğini anlıyorsunuz.

Sonuçta biz bir film çektik. Set bitti evimize gittik. Ama o insanlar hayatları boyunca görmüyorlar. Bu nedenle bu tarz şeylerden söz ederken ince ve kibar olmak gerekiyor. Umarım rolümü başarmışımdır.

Böbreğini satışa çıkardı


Yeşilçam’dan örneklerine sık rastlanan buruk öyküler zincirine bir halka daha eklendi… Bir zamanlar Yeşilçam’ın vamp kadınlarından biri olarak ünlenen Birsen Ayda, borçlarını ödeyebilmek için böbreğini satışa çıkardı.

1956 yılında Sevda Sahilleri adlı filmle sinemaya adım atan 1970′lerde de Malkoçoğlu, Battal Gazi gibi filmlerde dol alan Ayda borç batağında.

Ayda, Beyoğlu Ülker Sokak’ta tek odalı bir evde yaşadığını söyleyerek başına gelenleri şöyle anlattı: “Eşim Atınç 1992′de ölünce ben de Beyoğlu’nda bulunan dükkanımızın geliriyle geçinmeye başladım. Burası 50 metrekarelik bir işyeriydi. Onun geliriyle ayakta kalmaya çalışıyordum. Ta ki işletsinler diye iki gence kiralayana kadar. Cafe olarak işletilen yer için gençlere ‘Mesul Müdürlük Belgesi’ verdim. Ama bana tuzak kurdular. Ödenmeyen vergi borçları nedeniyle borç batağına sürüklendim. Bu borca kredi kartları da eklenince sorunlar çığ gibi büyüdü. Küçükparmakkapı Sokak’ta bulunan bu yer Milli Emlak’a aitti. Ruhsatı ve vergi levhası ise benim üzerime. Eşimden kalan son gelir kaynağımdı. İki genç cafe olarak işlettikleri bu yer için bana bedelini ödüyorlardı. Gençler vergi borçlarını aksatıp defterdarla anlaşarak 1983 yılından beri adıma kayıtlı olan bu yeri elimden aldılar. Sokağa atıldım. Hakkımı aramak için mahkemeye verdim ve savcılığa suç duyurusunda bulundum” diye konuştu.

63 yaşındaki Ayda, 150 bin liralık vergi borcunu ödemek için böbreğini satmaya karar verdiğini sözlerine ekledi.

Birsen Ayda bu konuda başına gelenleri de şöyle anlattı: ” Birkaç kez girişimde bulundum ama doktorlar isteğimi reddetti. Ne yapayım, başka çarem kalmadı. Sigara ve içki kullanmadım. Eğer ihtiyacı olan birileri çıkarsa böbreğimi satarak vergi borçlarımı kapatırım diye düşündüm. Ancak bana bu işlemin yasal olmadığı söylendi. Sonra organ mafyasının eline düşmekten korktum. Şimdi çaresizlik içindeyim. Ne yapacağımı bilemiyorum.”

İçinde bulunduğu durumdan bir çıkış yolu arayan Birsen Ayda “Türk sineması çok vefasız. Eşim Atınç’a ölmeden önce film çekmeyeceğime dair söz verdim. Bu yüzden sözümü çiğneyemem. Eski dostlarımız da birer birer aramızdan ayrıldı. Vefadan eser kalmadı. Vefanın adı bozacıda kaldı. Türk sinemasının eski yıldızları artık sefalet ve yoksulluk içinde. Gökyüzünden kayan yıldızlar gibiyiz” diye konuştu.

SEKSİ MARİA OLARAK ÜN KAZANDI

1 Ocak 1946’da dünyaya gelen Birsen Ayda’nın sinema kariyeri Seyfi Havaeri’nin yazıp yönettiği ‘Sevda Sahilleri’ ile başladı. Fatih’in Fedaisi (1966), Malkoçoğlu Kara Korsan (1968), Ayşecik ile Ömercik (1969), Ceheneme Dolmuş var gibi filmlerde rol aldı. Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, Kartal Tibet ile aynı seti paylaştı. Tarkan Altın Madalyon’daki ‘kraliçe’ ve Battal Gazi Geliyor’daki ‘Maria’daki rolleriyle Yeşilçam’ın ‘vamp kadın’ları arasına girdi. Ayda, ‘Şarmaşık Gülleri’yle ünlenen, 60’lı yılların yakışıklı şarkıcısı Atınç ile evliydi.

Akşam

Sinem kardeşe emanet


Roma’da çekilmiş sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkıncaya kadar ilişkilerini inkar eden Sinem Kobal ve Arda Turan’ın aşkları doludizgin sürüyor.

Ünlü futbolcu, önceki gün İstinye Park’ta alışverişe çıkan sevgilisine eşlik edemeyince erkek kardeşi Okan’ı görevlendirdi. Okan Turan, müstakbel yengesine yardımcı oldu, paketlerini taşıdı.

Hürriyet/Kelebek

Sahnelerin yeni ikilisi


Gazino kültürünü günümüze taşıyan Günay Restoran, sahnesinde ünlü isimleri ağırlamaya devam ediyor.

Şişli’de hizmet veren mekânda Kurban Bayramı’nın ikinci günü Banu Zorlu ve Özcan Deniz sahneye çıktı. Zorlu ve Deniz, seslendirdikleri şarkılarla konuklara unutamayacakları bir gece yaşattı. Eğlence dünyasının yeni ikilisi, bundan sonra her cuma Günay’da sevenleriyle buluşacak.

Hürriyet/Kelebek

Ajda Pekkan neden ağladı ?


Ajda Pekkan, Bebek sahilinde arabasının içinde ağlarken görüntülendi.

Asistanı ile birlikte sahile gelen Süperstar, önce bir süre deniz kenarında yürüdü ve uzun uzun denizi seyretti. Pekkan, bu sırada yanına yaklaşan muhabire “Arkadaşlar ördeklere (martı) yem veriyorum, herkese de bunu tavsiye ediyorum” yanıtı verdi.

Daha sonra otomobiline binen Pekkan, arka koltukta ağlamaya başladı. Pekkan’ın gözyaşları Kanaltürk’te yayınlanan “Toz Pembe” kameraları tarafından görüntülendi. Önceki gün yayınlanan programda Pekkan’ın Ankaralı sevgilisinden ayrıldığı için ağladığı iddia edildi.

Süperstar’ın menajeri ise ünlü sanatçının o gece sahilde koşuya çıktığını, terlediğini ve bu nedenle yüzünü sildiğini söyledi.