30 Aralık 2009 Çarşamba

HOLLYWOOD’UN EN İYİ SEVİŞEN 5 KADINI KLİP OLDU !..


Ünlu yönetmenler Sharon Stone,Drew Barrymore,Angelina Jolie ,Elizabeth Hurley ve Salma Hayek’i en iyi sevişen 5 kadın olarak seçtiler …

Sinemanın ünlü yönetmenleri beyazpedede en iyi sevişen 5 kadını seçtiler…

Angelina Jolie,Sharon Stone,Salma Hayek,Drew Barrymore ve Elizabeth Hurley rakiplerini geride bırakarak ilk beş sırayı paylaştılar…

Hollywood’un dahi yönetmenlerinden Steven Spielberg tercihini Angelina Jolie’den yana kullanırken,İspanyol yönetmen Aldomovar vatandaşı Salma Hayek’e oy verdi…İngiliz yönetmenlerin Elizabeth Hurley’i seçtiği ankette Kim Basinger ,Monica Bellucci gibi yatak sahneleriyle parlayan sinemanın ünlü kadınları ilk beş arasına giremediler…

Anket sonunda ilk sırayı alan 5 seksi kadının en etkileyici sevişme sahnelerinden bir klip hazırlandı…

Beren Saat... BU DEFA YASTIKSIZ SEVİŞTİ!


Beren Saat dün gösterime giren "Gecenin Kanatları" filmindeki rol arakadaşı Murat Ünalmış'la olan sevişme sahneleri ile adından söz ettirmeye devam ediyor.

Film, 12 Eylül döneminde ailesi öldürülen bir küçük kızın büyüyünce bir şekilde onların intikamını almak istemesi üzerine kurulu.

Beren Saat filmde Gece adlı bir canlı bombayı canlandırıyor. Geçtiğimiz günlerde başrol oynadığı filmin galasına katılamayan Beren Saat'in Murat Ünalmış'la olan cesur sevişme sahneleri şimdiden filmden daha çok konuşulmaya başladı bile.

Beren Saat... GALA POLEMİKLERİNE CEVAP VERDİ!


Güneri Cıvaoğlu’nun hazırladığı “Şeffaf Oda” programına konuk olan Beren Saat, rol aldığı “Gecenin Kanatları” filminin galasına neden katılmadığı hakkında açıklamalar yaptı.

“Bu konuda bin tane şey yazıldı” diyen Saat, sözlerini şöyle sürdürdü, “En azından şunu düzeltmek istiyorum. ‘Sevgilisi izin vermedi de galaya katılmadı’, bu gerekçeler içinde en saçma gelendir.

Ne film süresince ne sonrasında ne yönetmenimle ne ekipten herhangi biriyle hiçbir sıkıntı yaşamadım. Açıklamalardan da kırılmadım. İnsanlık halleri bunlar” dedi.

Cem Kılıç... "BAŞAK BIYIKLARIMA RAĞMEN BENİ ÖPTÜ!"


Ekmek Teknesi dizisinde Korkut karakteriyle hafızalara kazınan Cem Kılıç, 18 Aralık'ta vizyona girecek Süpürrr adlı sinema filminde başrolü oynuyor.

Filmde birbirini seven iki gencin komik kavuşma maceraları konu ediliyor. Sevdiği kıza kavuşabilmek adına her şeyi göze alan Oğuz'u canlandıran Cem Kılıç, "Bende sevdiğim için her şeyi göze alırım ama Oğuz kadar kıskanç değilim" diyor. Oyunculuğunun yanı sıra müzikle de ilgilenen Cem Kılıç'la sinema, müzik ve özel hayatıyla ilgili, bol kahkahalı bir söyleşi yaptık.

* Süpürrr filminde ki canlandırdığınız Oğuz karakteri size nasıl geldi?

Yönetmenimiz Yeşim Hanım'la tanıştık ve benimle başka bir rol için görüşmüşlerdi, daha sonra başrolü aradılar aradılar bulamadılar. (Gülüyor) Dönüp rolü bana sattılar sonra ben oynadım. Ama parası değişmedi ilginçtir. (Gülüyor)

*Sizi uzun süredir ekranlarda göremiyoruz? Neden böyle bir ara verme gereği duydunuz?

Müziğe ağırlık verdim bu aralar ama çok iyi içime sinen bir senaryo olsaydı yapardım tekrar. Çok iyi senaryo göremiyorum, biraz eli ayağı tutulur bir senaryo görsem parasal konuda anlaşamıyorum. Televizyonunu insanı çok yıprattığını düşünüyorum. TV'de bir iş yapmaya karar verirken çok dikkatli düşünüp karar verilmesi gerektiğine inanıyorum. Halimden çok memnunum bilerek isteyerek verilmiş bir ara. Çünkü çok karakteristik bir rol oynadım ve üzerime yapışma durumu var. O biraz soğuyor, ben değişiyorum güzelleşiyorum filan... (Gülüyor)

* Eğitiminiz ne üzerine?
Ben hem oyunculuk hem de müzik eğitimi olarak hepsinden biraz bir şeyler aldım. Oyunculuk için devlet tiyatrosundaki dostlarımdan özel ders aldım. Müzik eğitimini de çok küçük yaşta almıştım, sonra yine devam ettim. Gitar çalabiliyorum, şarkılar yapıyorum, sahneye çıkıyorum. Müziğin şartları daha insanca geliyor. Renkli ve keyifli buluyorum. Benim bildiğim bir dil daha var, müzik dilini biliyorum. Dünyadaki herkesle müzik dilinden konuşabilirim. En evrensel dillerden bir tanesi.

* Filmdeki Oğuz karakteri aşkı için her şeyi göze alan biraz da kıskanç bir karakter? Siz aşkınızın peşinden gider misiniz?

Oğuz çevresi tarafından çok sevilen, sevdiği için de her şeyi göze alabilecek bir çocuk. Biraz da kıskançlığı var aslında. Ben de sevdiğim için her şeyi yaparım. Sevdiğim her şey için her şeyi yaparım. Yani bunu sadece insanla sınırlamayalım. Neyi sevip tutkuyla bağlanırsam elimden gelen her şeyi yaparım.

* Kıskanç mısınız?

Kıskançlığım eskiden daha çok vardı ama şimdi daha anlayışlı daha sabırlıyım. Yirmili yaşlarda daha asabi daha her şeyden nem kapan daha fevri olabiliyor insan. Karakter oturdukça bunlar değişiyor. Bende her insan kadar kıskancım aslında ama aşırısı yok. Küsmek için bir bahane arıyorsam iyi bir bahane kıskançlık, üstüne gidip oradan kavgayı çıkartabilirim ama (Gülüyor) içim öyle demez çokta kıskanmam.

* Curlling oynamayı çabuk öğrendiniz mi? Nasıl eğitim aldınız?

Biz erkek kadro kısa bir eğitimden geçtik. Ve çok çabuk başarılı olduk. Çünkü aslında herkesin kısa sürede başarabileceği bir iş bu. İncelikleri var sadece. Biraz bilardo biraz dart biraz da bowling biliyorsanız bunların üçünün karışımı gibi zaten. Buzun üstünde durmak için özel bir teknik var. Bir ayağınız kaygan bir ayağınızda ise özel frenli ayakkabı var dolayısıyla buzun üstünde durmak çok da zor değil. Bizim ekip bir anda çok başarılı olunca hocalarında gözü parladı ve dediler ki Curlling takımı aktörlerden kurulsa ne kadar güzel olur. Biz de istedik ama sonra herkesin işleri çıktı ve kaldı. Film gerçek olacaktı aslında bir yerde.

* Öğrenirken bolca düştüğünüzü duyduk...
Ufak tefek düşüp kalkmalar oldu. Küçük ağrılar sızılarla hallettik. Ters düşmediğiniz sürece bir problem yok. Çünkü sürekli eğik durumdasınız, düştüğünüzde de mesafe çok kısa kalıyor. Aslında sonlara doğru düşme hiç olmamaya başladı. Düşme çekmesi gerekiyor yönetmenin, düşmeleri bu defa zor çektik. (Gülüyor) Neredeyse lisans alacaktık düşme sahnesi çekmek istedi yönetmenimiz.

* Başak Parlak'la enerjiniz tuttu mu?
Başak'ı çok profesyonel buldum ben. Hiç kimseyi negatife sürüklemeyen, rolünün gereği neyse işini yapan bir arkadaşım. Çok mutlu oldum onu tanımaktan. Özel hayatta çok sıkı dost çok iyi arkadaş değiliz ama ne zaman olsa tekrar çalışmak isterim. İsmini gördüğüm her projede tereddütsüz yer alırım. Bıyıklarıma rağmen öpüştü benimle. (Gülüyor)

* Oyuncuların öpüşme sahnelerinde birbirlerinden etkilendikleri iddia ediliyor. Sizin yorumunuz nedir?

Karşınızda ki güzel bir kadın öyle bir sahne çekilmesi gerekiyor. Öpüşmen değil sevişmen de gerekebilir. O an için onu gerçekçi kılabilmek için, etkilenmesen dahi etkileniyormuş gibi davranıp, aslında kendini kandırıp etkilenmen mümkün. Fakat şöyle bir durum var. İnsan duyguları neticede dizginlenebilen duygular. Karşındakinin senin rol arkadaşın, etraf seni izliyor. Bu bir oyun içinde oyun olduğunu düşündüğünde öyle bir şey yaşanmıyor. En azından ben öyle bir anımı hatırlamıyorum. 'Ah bir daha çeksek, ne güzel sahneydi ya niye devam etmiyoruz' gibi bir hissiyata kapılmıyorum. (Gülüyor) Bence öpüşmek de sevişmek kadar özel bir durum. Bence bu özelini bu kadar kişi arasında yaşayıp sonrasında perde de görmek çok da hoş değil.

* Filmin gişesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben sürpriz bir gişe yapacağımıza inanıyorum. Çünkü şöyle bir avantajımız var bence, Türkiye'de sportif komedi çekilmedi. Bu ismi de ben koydum, romantik komedi değil de sportif komedi, spora dayalı bir komedi olduğu için. Herkes çok sevdi. Ana konu spor. Tarzımızın değişik olduğunu düşünüyorum. Gençlik filmlerine yakın duruyor. Vizyonda şu anda çok aynı suratların benzer işler yaptıklarını görüyorum. Gişelerin son durumunun sebebi, halkın tepkisi bence. Bizim ekipte herkes işe çok inandı ve olağanüstü performanslar çıktı sahneye. Seyirci bunun hakkını verebilecektir diye düşünüyorum.

* Ekran için yeni projeleriniz var mı?
Görüştüğün bir kaç proje var, sürekli senaryo okumakla geçiyor hayatım. Okumak ve yazmakla. Ah bir içime sinse diyorum ama olmuyor. ama yakında olacak inşallah, çünkü televizyonlar değişiyor, yapımlar değişiyor artık.

* Özel hayatında neler yapıyorsun?

Spor yapıyorum bol bol. Vücuduma dikkat etmeye çalışıyorum. Müzik yapıyorum. Yarım kalan bestelerimi tamamlıyorum. Senaryo yazdım. Sinema filmi senaryosu, ona da bir isim buldum tarihsel komedi. Yeşim Sezgin'le birlikte çekeceğiz. Türkiye'de hiç denenmiş bir şey olacak. Kendime çok eğlenceli sahneler yazdım. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar, kötü senarist de insanı senarist yapıyor işte. Okuyan arkadaşlarım çok beğendi ve başarılı olduğunu söylediler ama daha çok değişecek tabii.

* Asker kaçağı olduğuna dair haberler çıkıyor. Açıklık getirmek ister misin?

Asker kaçağı değilim. Kimse bir asker kaçağını filminde oynatmaz. Sadece tecilliyim. Kıbrıs'ta bir yapım şirketim var. Orada programlarım var ayrı bir ekibim var dolayısıyla orada da işlerim var. Tarihlerimiz uymadığı için basın toplantısına katılamadım. Böyle dedikodular çıktı işte.

* Müzik hayatınızdan bahseder misiniz?
Cumartesi akşamları Taksim Mask'da 24.00'dan itibaren sahne alıyorum. Gitar eşliğinde canlı performans sergiliyorum. Gelenlerle birlikte keyifli saatler geçiriyoruz. Bunun yanı sıra Jess Molho ile Süpürrr filminin soundtrackini çıkarıyoruz. Çekimler esnasında aynı otel odasında kaldık biz Jess'le, o gitarını getirdi. Filme birlikte şarkı yazdık. Bir de Zeki Müren'in "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" şarkısını coverladık. Klipimizi de çektik. Klipte Başak Parlak'ı da oynattık. Klip yakında vizyona girecek. Yine müzikle sinemayı bir araya getirmeyi başardık. Çok da keyifli oldu.

Monica Bellucci…UYUŞTURUCU VE SEKS DOLU SAHNELER!...


İtalyan faşizmin dönemini anlatan ‘’Sanguepazzo’’filminde Monica Bellucci ve Alessio Boni’nin ateşli aşk sahneleri ilk kez magazinkolik.com’da..

Haber : Murat ÖKTEM

Monica Bellucci İtalyan erkeklerinin rüya kadını yine beyazperdede vücudunu cömertce sergilyor…

‘’Sanguepazzo’’henüz Türkiye’de vizyona girmedi ama faşizm dönemi İtalya’sında geçen ilginç öyküden öte güzel yıldızın aşk sahneleriyle gündeme geldi…

Uyuşutucu ve seks düşkünü bir kadını canlandıran Monica Bellucci rolarkadaşı Alessio Boni ile harika bir performans sergiliyor…

Yönetmenliğini Marco Tullio Giordana’nın yaptığı film geniş oyuncu kadrosu ve yüksek bütçesi ile Avrupa’da büyük beğeni kazandı…

SEKSİ KADINLAR SİNEMADA İKİNCİ KEZ BİRARADA!…


Penolope Cruz ,Lisa Minelli,Miles Cyrus ve Max Ryan takviyeli kadrosuyla çekilen ‘’Sex and the city 2’’filmi Mayıs ayında gösterime girecek...

2008 yılının büyük seyirci toplayan filmlerinden Sex and the city ‘nin devamı olan 2.filmde Sarah Jessica Parker,Kim Cattrall,Kristin Davis ve Cynthia Nixon tekrar biraray geldiler…

Mayıs ayında gösterime girecek 2.filmde Penolope Cruz ,Lisa Minelli,Miles Cyrus ve Max Ryan gibi ünlü isimlerde rol aldılar…

Filmin yönetmeni Michael Patrick King basın toplantısında ‘’İlk filme büyük ilgi gösteren izleyicimizi bir kez daha eğlendirmek için elimizden geleni yaptık ‘’dedi.

Sinem Kobal...''ROMANTİK KOMEDİ ''DE ŞARKI SÖYLÜYOR!....


Arda'nın aşkı 5 Şubat'ta vizyona girecek yeni filminde şarkı söylüyor...Sinem'in şarkı söylediği VİDEO'yu izlemek için TIKLAYINIZ!...

Arda aşkı ile gündemlerden düşmeyen Sinem Kobal yeni filminde şarkı söylüyor...

Bar sahnesinde Nil Karaibrahimgil'in ''Seviyorum,sevmiyorum parçasını''dans ederek seslendiren Sinem Kobal filme renkl katılyor...

Yapımcılığını Murat Tokat’ın üstlendiği, Cemal Hünal, Engin Altan Düzyatan, Gürgen Öz, Sedef Avcı, Burcu Kara, Begüm Kütük, Kubilay Pembeklioğlu, Mert Yavuzcan ve Janset’ın de rol aldığı Romantik Komedi 5 Şubat 2010’da beyazperdede olacak. Senaryosunu Ceren Aslan ve Aslı Zengin’in yazdığı film üç yakın arkadaşın komik, eğlenceli ve romantik hikayesini anlatıyor.

FATİH AKIN'A BÜYÜK ONUR!


ABD’nin saygın gazetelerinden Washington Post, "Yaşamın Kıyısında" adlı Fatih Akın filmini son 10 yıla damgasını vuran 10 film arasında değerlendirdi.

ABD’nin saygın gazetelerinden Washington Post, son 10 yıla damgasını vuran filmleri seçti. 2007 yılı Türk-Alman yapımı “Yaşamın Kıyısında”, son 10 yılın en iyi filmleri arasında gösterildi. Cannes Film Festivali’nde yönetmen Fatih Akın’a “En İyi Senaryo” ödülü kazandıran “Yaşamın Kıyısında”, en iyi yabancı film dalında temsil etmek üzere Almanya tarafından 80. Oscar ödüllerine gönderilmişti. Washington Post’a göre, son 10 yılın hafızalara kazınan ve tekrar tekrar izlenmek istenen en iyi filmler arasında, 2003’te vizyona giren “Kayıp Balık Memo” (Finding Memo) bulunuyor. Film, 2004’te “En İyi Animasyon Filmi” Oscar’ını kazanmıştı.

Diğer en iyi filmler

Listedeki filmlerin bir diğeri de “Bana Güvenebilirsin” (You Can Count on Me). 2000’de gösterime giren film, Oscar’a “En İyi Kadın Oyuncu” ve “En İyi Senaryo” dallarında aday gösterilmişti. Filme, Amerikan Yazarlar Derneği de “En İyi Orijinal Senaryo” ödülünü vermişti. En iyi 10 film arasında Alman yapımı “Başkalarının Hayatı” da (The Lives of Others) bulunuyor. Film 2007’de “En İyi Yabancı Film” Oscar’ını almıştı. Gazeteye göre son 10 yılın en iyi diğer filmleri ise şöyle: “Ölümcül Tuzak” (The Hurt Locker), “Y Tu Mama Tambien”, “Pan’ın Labirenti” (Pan’s Labyrinth), “Dostluk Rüzgarları” (A Mighty Wind), “Sil Baştan” (Eternal Sunshine of the Spotless Mind), “Kan Dökülecek” (There Will Be Blood).

HASILAT REKORU KIRAN FİLMLER

Gazeteye göre, son 10 yılın gişe rekorları kıran filmleri ise yapım yıllarına göre kronolojik olarak şöyle:

“Shrek”, “Yüzüklerin Efendisi” (The Lord of The Rings), “Örümcek Adam” (Spider Man), “Kalbinin Sesini Dinle” (My Big Fat Greek Wedding), “Chicago”, “Karayip Korsanları: Siyah İncinin Laneti” (Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl), “Tutku-Hz. İsa’nın Çilesi” (The Passion of the Christ), “Fahrenheit 9/11”, “Kırk Yıllık Bekar” (The 40-Year-Old Virgin), “Kara Şövalye” (The Dark Knight).

Dip Not: Washington Post “Stil ve Statü: Osmanlı Türkiye’sinden İmparatorluk Kostümleri” sergisini ise son 10 yılın en iyi 10 sergisinden biri olarak seçti.

Burcu Esmersoy... ON PARMAĞINDA ON MARİFET!


Spor spikerliği yapan ve işiyle olduğu kadar güzelliğiyle de adından söz ettiren Burcu Esmersoy, "Romantik Komedi" adlı filmde ‘sürpriz konuk oyuncu’ olarak karşımıza çıkacak.

Spikerlikten sonra oyuncuğu da düşündüğünü sık sık dile getiren Esmersoy, yapılan çekimler sırasında yönetmen Ketche’den tam not aldı. Filmde Sedef Avcı’nın oynadığı karakterin eski sevgilisinin yeni kız arkadaşı olarak kamera karşısına geçen Esmersoy, rolü gereği yaptığı dansıyla da profesyonellere taş çıkarttı.

Yapımcılığını Murat Tokat’ın üstlendiği, Cemal Hünal, Engin Altan Düzyatan, Gürgen Öz, Sedef Avcı, Burcu Kara, Begüm Kütük, Kubilay Pembeklioğlu, Mert Yavuzcan ve Janset’ın de rol aldığı Romantik Komedi, sevililer gününde, çiftlerin izleyebilecekleri hoş ve eğlenceli bir alternatif olacak.


Senaryosunu Ceren Aslan ve Aslı Zengin’in yazdığı filmde üç yakın arkadaşın komik, eğlenceli ve romantik hikayesi muhteşem görüntülerle sinemasevere ulaşacak…

Geena Davis…BRAD PITT’İ BAŞTAN ÇIKARAN SEKSİ KADIN!...


‘’Thelma&Louise’’filminde Hollywood’un en yakışıklısı ile çılgınca sevişerek Oscar’a aday olan güzel oyuncu tanınmayacak hale geldi…

Hollywood’un Oscar ödüllü yıldızlarından Geena Davis’i görenler şok oluyor…

Oscar’a aday olduğu ‘’Thelma&Louise’’filminde Brad Pitt ile oynadığı ateşli aşk sahnesiyle iz bırakan Geena Davis’in nasıl bu hale geldiği anlaşılacak gibi değil…

Yaşıtları Kim Basinger ve Sharon Stone gibi yıldızlar hala erotik filmlerde oynayıp çıplak pozlar verirken Geena Davis’in durumu içler acısı..

3 çocuğuyla mütevazi bir yaşam sürdüren oyuncu 30’a yakın filmde oynamıştı…

Sezen Aksu'ya... GENÇ BESTECİDEN TAZMİNAT DAVASI!


İzmirli müzisyen ve besteci Onur Özsu, ünlü sanatçı Sezen Aksu'nun albümünde yer alan ‘Tören’ adlı şarkının kendi bestesi olduğunu ve parçasının izinsiz kulanıldığını iddia etti.

İzmirli müzisyen ve besteci Onur Özsu, ünlü sanatçı Sezen Aksu'nun (Fatma Sezen Yıldırım), en son piyasaya çıkan
‘Yürüyorum Düş Bahçelerinde’ adlı albümünde söylediği ‘Tören’ adlı şarkının
kendi bestesi olduğunu ve parçasının izinsiz kulanıldığını iddia etti.
Onur Özsu, bu nedenle Sezen Aksu, söz ve müzik sahibi olan oğlu Mithat Can Özler
ve besteyi düzenleyen olarak gözüken
Aykut Gürel hakkında toplam 30 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Fulden Uras...20ON'DA ''10''NUMARA!...


En son albümü “Cici”yi 2004 yılında çıkaran Fulden Uras uzun süren sessizliğini “Fulden Uras On” albümüyle bozuyor…

Fulden Uras’ın beşinci albümü “Fulden Uras On” uzun ve titiz bir çalışma sonucu hazırlanan ve müzik sektörünün her biri birbirinden değerli müzisyen, söz yazarı ve bestecilerinin imzasıyla yeni yılın ilk günlerinde 10 Ocak 20ON ‘da müzikseverlerin beğenisine sunulmak üzere Ossi Müzik – Hakan Eren etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak…

Albümün Müzik Direktörlüğü, deneyimli müzik adamı Feyyaz Kuruş tarafından yapıldı. Düzenlemeler yine Feyyaz Kuruş, Yıldıray Gürgen, Türkiye’yi yurtdışında da başarıyla temsil eden dans ve elektronik müzik konusunda Türkiye’nin önemli DJ’ lerinden Can Hatipoğlu & Murat Tunalı ve yeni kuşak aranjörlerinden Olcay Anar imzasını taşıyor.

“ Fulden Uras On ” isimli albümde, eserleri yer alan söz yazarı ve besteciler şöyle, Orhan Gencebay, Serdar Ortaç, Feyyaz Kuruş, Aşkın Tuna, Yasemin Pulat, Phobeus Tassopoulos, Natalia Germanou, Burak Buluç, Gökhan Şahin, Olcay Anar, Alev Gazener, Bora Yalçınduran...

Albümde 2’si yeni olmak üzere 3 adet Serdar Ortaç şarkısı bulunmakta, bunlardan bir tanesi 2000 yılından bu güne dillerden düşmeyen Bensiz Olsun 2010 versiyonu… Türk müziğinin klasikleşmiş şarkılarından, Orhan Gencebay’ın Severek Ayrılalım ve yine yıllar önce Zafer Peker tarafından seslendirilmiş sözleri Aşkın Tuna müziği Feyyaz Kuruş’a ait Sensiz Sabah Ooluyor yeni düzenlemeleriyle albüme renk katıyor.

Bu albümden önce, sadece yorumcu olarak müzikseverlerin karşsına çıkan Fulden Uras, bu albümde birisi söz ve müzik Zalim Dünya, diğeri sadece sözü kendine ait olan "Gidiyorum" adlı şarkılarıyla da kendi adına bir ilki gerçekleştirdi. Ayrıca yeni nesil yazarlarımızdan Yasemin Pulat tarafından sözleri yazılmış 3 adet Greek şarkı da albümdeki diğer cover şarkıları…

Hadise... SAHNEYE MAYOYLA ÇIKTI!!


Önceki akşam Bostancı Gösteri Merkezi'nde konser veren Hadise, şarkılarını seslendirirken bir yandan da yeni klibini çekti.

Gece boyunca üç kıyafet değiştiren Hadise, konserin ikinci yarısında sevgilisi Sinan Akçıl'ın çaldığı piyano eşliğinde "Kahraman" adlı şarkısını seslendirdi.

Zerrin Özer; kombinezon sözünü tuttu, sıra jartiyerde... CADDEDE SOYUNDU...


Zerrin Özer, son albümü "Yerin Hazır"a ilk klibini "Ah İstanbul" şarkısına Kemal Başbuğ yönetmenliğinde ve bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında çekti...

Klip çekimleri için Beyoğlu'nun arka sokakları, yine Beyoğlu'ndaki Cocoricco adını taşıyan pavyon ve ardından Tophane sokakları mekan olarak kullanıldı...

Sözü ve müziği Selahattin Erhan'a ait olan "Ah İstanbul" şarkısının sözlerinden yola çıkarak, sosyal içerikli bir klip çekmeyi hedefleyen Zerrin Özer, taşradan gelip İstanbul'da hayallerini yitiren, ardından pavyonlarda şarkıcılık yapmaya başlayan bir kadını canlandırdı. Klibin senaryosu gereğide klibin son sahnelerinde, ağlayarak kıyafetlerini parçalayarak İstanbul'un -4 dereceyi bulan soğuğunda kombinezonla kaldı...

Klibin son sahnelerinde ise kayıp insanların fotoğrafları yer alacak... Önümüzdeki hafta yayınlanmaya başlayacak olan klipte böylesi bir sosyal projeden yola çıkıldığını ifade eden Zerrin Özer, "bu şarkım, bu klibim sayesinde 1 kişi bile bulunsa, ailesi ona kavuşsa benim için en büyük mutluluk olacak" dedi...

Meltem Cumbul-Kıvanç Tatlıtuğ... AŞK DEĞİL SANKİ BİLMECE!


Meltem Cumbul Beyoğlu'nda kız arkadaşlarıyla eğlenirken aynı saatlerde Kıvanç Tatlıtuğ da erkek arkadaşlarıyla Cihangir'de eğlencedeydi.

Meltem Cumbul önceki gece kız arkadaşlarıyla beyoğlu'nda bir barda eğlencedeydi. Aynı saatlerde, sevgilisi Kıvanç Tatlıtuğ da, Kıvanç Kasabalı ve Selçuk Yöntem ile birlikte sabahın erken saatlerine kadar Cihangir'deydi. Bu olay Meltem Cumbul ile Kıvanç Tatlıtuğ'un henüz barışmadığını barışsa bile eskisi gibi olamadığının bir göstergesiydi.

Kenan İmirzalıoğlu... DENİZ GEZMİŞ'İ OYNAMAK İSTİYOR!


Yakışıklı oyuncı Kenan İmirzalıoğlu, şimdi Deniz Gezmiş'i oynamak istiyor.

“Ejder Kapanı”ndaki rolünüz, Akrep Cello adında bir cinayet masası müdürü. Nasıl bir rol bu?
Sıkı bir polis. Biraz kendi üslubu olan bir polis. Pek alışageldiğimiz bir tarz değil. Polisliğe eşkal tarifi çizerek başlamış. Bir taraftan da “Aslında benim ressam olmam lazımmış” diyor. Hiç Akrep Cello ismiyle bağdaşmayacak bir duygusallığı ve hassasiyeti var.

Duygusal bir adam ve devamlı vahşi cinayetler görüyor. Nasıl baş ediyor bununla?
Duygularını resme yansıtarak iç dünyasını rahatlatmaya çalışıyor. Gördüğü o kirliliği, vahşeti, karanlığı resme yansıtıyor. Uzmanlığı da pedofili. Çocuğu konuşturup ona tecavüz edenin resmini yapıyor.

“Ejder Kapanı” için bir öngörüde bulunmanızı istesem?..
Bu filmin gişesi ne olur bilmem, ama Türk sinema tarihinde polisiye filmler arasında en önemlilerden biri olur duygusu verdi bana.

Bu rolü oynamak istediniz, çünkü...
Çünkü bu rol görünenin altında çok daha büyük derinliği olan bir rol.Sorgulayan bir rol öncelikle.

Siz de kendinizi çok sorgular mısınız?
İş açısından çok sorgularım. Kişisel konularda pek buhrana düşmüyorum. Görüyorum ki, ailem insan olmayı bana çok doğru anlatmış. Empati kurmayı, başkasını da düşünmeyi, paylaşma duygusunu. Belki 6 yaşında piyano dersi, 8 yaşında yüzme dersi almadım; fakat bunları sonradan öğrenebilirsiniz. Bir çocuğun esas ihtiyacı olan insani değerleri çok iyi öğrettiklerini düşünüyorum. Birçok şeyi rahat göğüslüyorsam sebebi budur.

Uğur Yücel sözü olan işler yapan bir oyuncu ve yönetmen. Sizin de bir filmin içinde olma kriteriniz bu mu?
Bu bir buluşma diyebiliriz. Ben önce senaryoya, sonra da bu işi kimlerle yapacağımıza bakıyorum.

Uğur Yücel’le nasıl çalışılıyor. Çatışarak mı, ikna olarak mı, ikna ederek mi?
Çok konuşuruz, ikimiz de ikna oluruz. Hiç çatışmaya girdiğimizi hatırlamıyorum.

Duydum ki siz yönetmenler için ideal bir oyuncuymuşsunuz. Ne derlerse yaparmışsınız, koş koş, tırman tırman... Doğru mu?
Heyecanlanıyorum ben sette ve oyuncu asker gibi olmalı diye düşünüyorum. Yönetmen ‘Ke’ derken ben ‘nan’ı tamamlarım ve onun yanında olurum. Algılarım öyle gelişti.

Ben de konsantrasyonu çok yüksek bir oyuncu olduğunuzu düşünüyorum.
Tuncel Abi (Kurtiz) de hep öyle diyor. Çalışmadığım zaman IQ’mun düştüğünü hissediyorum; çalışırken gözüm, kulağım açılıyor. İlk başlarda aksiyon sahnelerinde böyle kontrollü değildim, ufak tefek kazalarım olunca kontrolü öğrendim. ‘Deli Yürek’te kaş yarmışlığım var. Suyun içinde öğrendim yüzmeyi.

“Ezel” çok matematiksel bir senaryo. Nasıl inandınız iyi bir iş olacağına?
Bana gelen bir ön çalışma ve üç bölüm senaryo vardı. Hasbelkader yazılmış iyi bir hikaye gibi durmuyordu. Evet tehlikeliydi, riski vardı. Bir taraftan da televizyon gerçeğinde düşününce, güzel bir dille anlatılınca açıklar da kapanıyor. Beş yıl önce çıkmış olsa bu başarıyı elde edemeyebilirdi.

Neden?
İnsanlar belli formatlardan sıkılmaya başlamıştı. Entrika, aşk, mahalle, mafya dizileri... “Ezel”de hepsi var, ama hiçbiri değil.

'DENİZ GEZMİŞ'İ OYNAMAK İSTİYORUM'
Ekşi Sözlük’te sizin Deniz Gezmiş’i oynamanızı temenni etmişler.
Uzun yıllardır ben de istiyorum. Deniz Gezmiş çok değerliydi. Yüreği vatan için çarpan biriydi. Bu adamlar idam edilmesiydi memleketin hali farklı olabilirdi. O dünyaya arkanı döndüğünde vicdan azabı çekiyorsun; ‘onlar 23 yaşında bunları yaşarken şimdi sen neredesin’ diye.

Tasavvufa da ilginiz varmış.
Evet. Üniversite zamanında Nietzsche’yi, Hegel’i, Camus’yü okuyorduk. Kendi kendime “Tamam da bu adamlar bu toprağın felsefecileri değil. Bu topraklar kimleri çıkarmış?” dedim. Bunun peşine düşerek Mevlana, Yunus Emre okumaya başladım.

Berrak Tüzünataç... "ROL GEREĞİ SEVİŞMENİN ZORLUĞU YOK!"


Berrak Tüzünataç Instyle dergisine konuştu: Bizim jenerasyonumuz sevişme sahnelerinin konuşulmasını mesleğe saygısızlık olarak görüyor.

Berrak'dan ilginç açıklamalar

Bizim jenerasyon sevişme tartışmalarını komik buluyor

Berrak Tüzünataç Instyle dergisine konuştu: Benim gibi yeni yüzler sorumluluk gerektiren rolleri üstlenmeye başladı. Bizim jenerasyonumuz sevişme sahnelerinin konuşulmasını mesleğe saygısızlık olarak görüyor.

Genç oyuncu Berrak Tüzünataç, 22 Ocak’ta vizyona girecek Ejder Kapanı filminde Kenan İmirzalıoğlu ile olan sevişme sahnelerinden, Nejat İşler ile ilişkisine kadar her şeyi Instyle dergisine anlattı: Berrak Tüzünataç

- Kenan İmirzalıoğlu ile sevişme sahnesi aslında benim Kıskanmak filminde de tecrübe ettiğim bir tür. Ve onu da filmin herhangi bir bölümü gibi düşünmek zorundayız. Bana göre artı bir zorluğu yok. Ve olmamalı da. Zaten senaryoyu okuduğumuz andan itibaren bunu biliyoruz ve kendimizi hazırlıyoruz. Herhangi bir sahne nasıl bir oyunculuk performansıysa sevişmeler de oyunculuk performansları.

- Benim gibi yeni yüzler sinema filmlerinde biraz daha fazla sorumluluk gerektiren roller üstlenmeye başladılar. Herkes adına konuşamam ama bizim jenerasyonumuz bu tarz kaygıları komik buluyor ve mesleğe saygısızlık olarak görüyor. Sevişme sahneleri benim içinde yer almak istediğim bir projeden ya da birlikte çalışmak istediğim bir yönetmenden vazgeçme sebebim olabilecek kadar önemli bir şey değil. Tabii ki çok rahat bir şey değil ama işin bir parçası. Bu kolay bir iş değil zaten. İnsan setlerde fiziksel olarak da ruhsal olarak da sınanıyor. Bu sınamadan mazoşist şekilde keyif alanlar kalıyor bu meslekte.

- Nejat birlikte çalışmak isteyebileceğim bir oyuncu. Daha önce hiç birlikte olduğum biriyle aynı sette bulunmadım. Şimdi sevgilimi methediyor durumuna düşmeyeyim ama Nejat’la çalışmayı isterim

Bengü... TAKLİDİ İLE BAŞI DERTTE!


Bengü sosyal paylaşım sitesi facebook'da kendisi gibi davranan kişiyi bulmak için harekete geçti ve savcılığa suç duyurusunda bulundu.

'İki Melek' albümü ile bu seneye damgasını vuran Bengü'nün diğer bir Bengü ile başı dertte. Kendisini Bengü gibi gösterip sosyal paylaşım sitesi facebook'da birçok kişiye mesaj atıp, resimler yollayan kişinin kendisi olmadığını söylüyor. Bengü, "Kendini ben gibi gösterip insanlarla diyaloga giriyor.

Ben bunu anlamıyorum. Bu hiç hoş değil. Keşke bunu yapmasa. Çünkü bazen çok hoş olmayan şeyler yazıyor. Benim asla kullanmayacağım cümleler kuruyor, hiç diyalogum olmayan insanlara notlar yolluyor. Ben de bunun için harekete geçtim ve savcılığa suç duyurusunda bulundum" diyor.

Bu tarz sosyal paylaşım sitelerinin hiçbirinde üyeliği bulunmadığını söyleyen Bengü, bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağını ve taklidini yapan kişiyi yakalayacağını söylüyor

Yılmaz-Belçim Erdoğan... BEBEK NİHAYET DOĞDU!


Yılmaz Erdoğan ve Belçim Erdoğan çiftinin ilk bebekleri dün gece dünyaya geldi. Bebeğe Rodin Nazım adı verildi.

Amerikan Hastanesi'nde gerçekleştirilen sezeryan ile doğum yapan Belçim Erdoğan ve erkek bebeğin sağlığı ise iyi. Daha önceki evliliğinden Berfin adlı bir kızı olan Erdoğan, ikinci kez baba olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Yılmaz Erdoğan'ın 3 kilo 120 gram doğan çocuğu erkek. 23:35 te başlayan doğum sezeryan oldu. Yılmaz Erdoğan eşi Belçim Erdoğan'ı yalnız bırakmayarak doğuma girdi. Bu doğum basından gizli tutulmaya çalışıldı.

Hastaneye ilk gelen isimler arasında Ata Demirer, Demet Akbağ ve BKM oyuncuları vardı. Yılmaz Erdoğan'ın annesi Süheyla Hanım'da haberi alır almaz Antalya'dan İstanbul'a geleek hastaneye koştu.

Belçim Erdoğan'ın yanında refakatçı olarak yakın arkadaşı oyuncu Beren Saat vardı. Çok heyecanlı olan Yılmaz Erdoğan doğumda çektiği fotoğraflara bakarak heyacanını yenmeye çalışırken eşi Belçim Hanım'ın da bir an olsun yanından ayrılmıyor.

Yılmaz-Belçim Erdoğan çiftinin bebekleri önceki gece 23:06 da Amerikan Hastanesi'nde dünyaya geldi.

Basın toplantısı düzenleyen Yılmaz Erdoğan, bebeğin ve Belçim hanımın sağlık durumlarının iyi olduklarını bebeğin isminin ise Rodin Nazım Erdoğan olduğunu belirtti.

Amerikan Hastanesinde düzenlenen basın toplantısında Erdoğan "Bizim çocuklar doğar doğmaz meşhur oldular. Ben meşhur olana kadar göbeğim çatladı. Doğuma katıldım. Çok ani doğdu. İsmini Rodin koyduk. Rodin ışığın müjdecisi demek. Herkese pozitif enerji veren anlamına geliyor aynı zamanda Rodin düşünen adam heykelinin yapan adamın ismi. Düşünen bir adamın oğlu olduğu için o da biraz düşünecektir. Göbek adına da babamın ismi Nazım'ı koyduk. Berfin erkek olsaydı zaten bu ismi düşünmüştük. Berfin de 10 gibi doğmuştu. Demek ki bizim makine ona göre çalışıyor' diyen Yılmaz Erdoğan, doğuma katıldığını oğlunun çok çabuk doğduğunu, doğar doğmaz tuvaletini yaptığını söylerek espri yapmayı da ihmal etmedi. 3 kilo 120 gr, 49 cm. doğan oğlu Rodin'in kendisine benzediğini ifade eden Erdoğan, "Rodin bana çok benziyor. Ama ileride inşallah annesine benzer çünkü annesi çok güzel' dedi. Yılmaz
Erdoğan, kızı Berfin kardeşini hiç kıskanmadığını hatta doğuma girmek için ısrar ettiğini ancak izin vermediklerini belirtti.

Doktor Fevzi Şen'in gerçekleştirdiği doğumu bel fıtığı ve sırtındaki rahatsızlık nedeniyle sezeryan yapıldığını ve Belçim hanımın Pazartesi günü taburcu olacağını belirtti.

Tricia İglesias…İSKANDİNAV MELEZİ EN SEKSİ KAPAK YILDIZI!....


''Iskandinav melezi ''süpermodel dünyanın dört bir tarafındaki dergilerde kapaklardan düşmüyor…

Tricia İglesias…Norveç’in kumral süpermodeli…
Doğum yeri:Oslo..Boyu 1.70…Ölçüleri:84-61-82 …

Dünya’nın en çok kapak kızı olan süpermodellerinden…Meksika’dan Japonya’ya,Rusya’dan İspanya’ya kapak olmadığı ülke yok…Playboy , FHM, ICE Magazine, People magazine, Esquire ve Maxim dergilerinin kapağında bir çok kez yeraldı…

İspanyolca,İngilizce ve Norveçce konuşan Tricia İglesias fotoğrafçılarında gözdesi…Ülkesinde televizyon programlarında showgirl olarak parladı…Bir çok müzik klibinde ve reklam filiminde oynadı…Ona ‘’İskandinav melezi ‘’diyorlar…

Kenan Doğulu… AYŞE ÖZYILMAZEL’LE ELELE !.. KAFALAR KARIŞTI !..


Daha önce adı Okan Bayülgen, Pascal Nouma, Yalın ve Sulhi Aksüt’le aşk dedikodularına karışan Ayşe Özyılmazel albüm tanıtımından Kenan Doğulu ile elele çıknca kafalar karıştı…

Zerrin Özer... ESKİ EŞİYLE YENİDEN EVLENİYOR!


Zerrin Özer, önceki akşam eski eşi Levent Süren'le Kireçburnu'ndaki bir balıkçıya gitti.

Zerrin Özer bugünlerde çok mutlu. Boşandığı eşi Levent Süren ile baş başa yemek yiyen sanatçı, çıkışta gazetecilerin "Barışacak mısınız?" sorusuna sürpriz bir karşılık verdi: "Bir kez daha evlilik teklifi aldım. Ben de 'evet' dedim. Çok mutluyum." Zerin Özer, eşinden ayrıldıktan sonra kısa bir sürede 30 kilo vermişti.

SEVEREK AYRILDIK DEMİŞTİ

Bir yangının külü yeniden alevlendi! Zerrin Özer, ev ararken tanıştığı, kendisinden 16 yaş küçük emlakçı Levent Süren ile 2006 yılında nikah masasına oturmuştu. Yaklaşık üç yıl evli kalan çift, geçen aralık ayında boşanmıştı. Davayı gözyaşlarıyla terk eden Özer, "Severek ayrıldık" derken, kendisini ayrıldığı eşi teselli etmişti.

Antonio Banderas...ANNE HASTANEDE BABA-KIZ ASPEN'DE KAYAKTA!...


Karısı Melanie Griffith'in ağır hastaladığı nedeniyle İspanyol aktör kızını yalnız bırakmıyor...

Antonio Banderas, ağır hasta olan sinema oyuncusu eşi Melanie Griffen'den olan kızı ile Aspen kayakta...

Noel tatili dolayısıyla 13 yaşındaki kızı Stella ile Aspen'de kayak yaparak günlerini geçiren baba kızının kederli ve düşünceli oldukları her hallerinden belli oluyordu...

Antonio Banderas'ın kızına ilgisi çevredekiler büyük hayranlıkla izlediler...Baba-kız günboyu kayaklarını hiç ayaklarından çıkarmadılar...

Bülent Ersoy... TABURCU OLDU!


Birkaçgün önce ameliyat olan Bülent Ersoy, yılbaşında sahnede giyeceği elbiselerinin provalarını da hastanede yaptırdı.

Bülent Ersoy, JFK İstanbul Hastanesi’nde geçen hafta böbrek ameliyatı olmuştu. Bu yüzden Bülent Ersoy’un, Ankara Limak Ambassadore Otel’deki yılbaşı programının iptal edildiği söylenmişti.

Bülent Ersoy iddiayı yalanladı ve “ 5 elbise sipariş vermiştim, odada elbise provası yaptık. İnşallah yılbaşında sahnedeyim” dedi. Bülent Ersoy önceki gün taburcu oldu.

Ebru Gündeş... HAMİLE VE İMAM NİKAHI İDDİALARINA CEVAP VERDİ!


Ebru Gündeş, Reza Zarrab'ın Şişli Elit Residence'daki dairesinde imam nikahı kıydırdıkları haberlerinin doğru olmadığını vurguladı.

Ebru Gündeş, Bugün gazetesine şöyle konuştu: “O haberi yapanları mahkemeye veriyorum.

Evlendiğimde resmi nikahın yanında imam nikahı yaptırırım. Sonra bebek düşünürüm. Beni karalayamazlar.”

Tanyeli... ŞARKI SÖYLEDİ, DANS ETTİ, HEM DE SOYUNDU!


Antalya'daki bir gece kulübünde Fatih Ürek ile birlikte aynı sahneye çıkan eski dansöz yeni şarkıcı Tanyeli, erotik şovuyla nefes kesti.

Kilo aldığı görülen Tanyeli, Club Shantel'deki smokin üzerine kırmızı papyon ve fötr şapka ile başladığı şovunu parlak pullarla süslü mini elbisesiyle bitirdi. 3 şarkı söyleyen Tanyeli, bir yandan şarkılarını seslendirdi, diğer yandan da dansçılarının yardımıyla soyundu.

İlk olarak başındaki fötr şapkayı çıkartan, ardından papyon ve gömleği üzerinden atan Tanyeli, sıranın pantolona gelmesiyle dansçılarından yardım aldı. 4 dansçı Tanyeli'nin pantolonunu çıkardı. İçindeki parlak pullarla süslü mini elbisesi ortaya çıkan Tanyeli, gecenin finalini ise oryantal dansla yaptı.

Tanyeli, daha sonra sahneyi tekrar Fatih Ürek'e bıraktı.

Victoria Beckham…DAVID BECKHAM’A NOEL SÜRPRİZİ?…


İngiliz futbolcunun karısı Noel ağacının altına koyduğu hediye ile David Beckham’ a şok yaşattı…

Noel partisinde David Beckham’a sürpriz :Bulldog yavrusu..

Victoria Beckham kocasının çok sevdiği 2000 sterline satın aldığı bulldog yavrusunu Noel ağacının altına koyarak gecenin şokunu yaşattı…

İngiltere’deki evleri Beckinghem palace’da düzenledikleri Noel partisinde ağacının altında köpeği bulan David Beckham öüerek karısına teşekkür etti…İki köpeğe daha sahip olan David bulldog yavrusunu birlikte Los Angeles’e götüreceklerini söyledi..

Rafet El Roman-Tuğba Altıntop... AİLECE YENİ YILA GİRECEKLER!


Olaylı şekilde boşanan ve hep tartışmalarıyla gündeme gelen Rafet El Roman ve Tuğba Altıntop yeni yılı birlikte karşılayacak.

Şenay Akay, Tuğba Altıntop, Lara Surol gibi mankenlerin yer aldığı 'Yılbaşı Defilesi' önceki gün Ümraniye Carrefoursa alışveriş merkezinde yapıldı. Victoria Secret defilesine çıkacağını söyleyen ancak foyası kısa sürede ortaya çıkan Lara Surol'un Victoria Secret mankenleri gibi melek kanadı taktığı defilede; Tuğba Altıntop da özel hayatı ile ilgili konuştu.

Tuğba Altıntop, "Haziran ayından itibaren yüzüm gülmeye başladı. Kızlarım yanımda, o yüzden çok mutluyum. Eski eşim Rafet El Roman ile aramızda sorun kalmadı. İki medeni insan gibi aynı masada oturup yemek yiyebiliyoruz. Yılbaşını birlikte kutlamayı düşünüyoruz" dedi. Öte yandan, dizilerde oynamak için görüşmeler yaptığını da belirten Altıntop, "Belirli insanların içinde dönüyor o iş. Dışarıda kalan insanlara şans verilmiyor" şeklinde konuştu.

SEYRETMEK İSTEMEM
Altıntop dizilerle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Dizilerdeki sevişme sahneleriyle ilgili olarak, 'RTÜK kendini ayarlayamıyor. Akşam saatlerinde herkesin izlediği saatlerde, öpüşme, sevişme aile içi şiddet her şey var televizyonlarda. Ben kızlarımla masada yemek yerken alt alta üst üste sahneleri seyretmek istemiyorum."

Emre Kınay-Emine Ün... KİM KİMİ ALDATTI?


2003 yılında ani bir kararla evlenen Emre Kınay ve Emine Ün çifti çok geçmeden bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. Çift 6 yıl mutlu bir evlilik sürdürdü.

Daha sonra Emre Kınay’ın adı Başak Sayan’la aşk dedikodularına karışınca evlilikleri çatırdamaya başladı. Kınay çifti 2009 Mart ayında tek celsede boşandılar.

İddialara göre çiftin boşanma kararı Emre Kınay’ın değil Emine Ün’ün aldatma olayıymış. Emine Ün; eşi, kızı ve kardeşleriyle 2008 yazında çıktığı Bodrum tatilinde Tolga Karakaş adında Ankaralı, evli bir iş adamıyla tanışıyor. Ticaretle uğraşan Tolga Karakaş'ın Emre ve Emine ile güzel bir arkadaşlığı oluyor.

Tolga’yla Emine’nin aşkı orada başlıyor ve kaçamak yaparak görüşüyorlar.

İddiaların bir kısmı da şöyle; Emine ile iş adamı Tolga Karakaş tatilden sonra ailece görüşmeye başlamışlar. Ve Etiler’de bir sitede gizli bir ev tutmuşlar. Tolga Karakaş şu anda kendi eşinden boşanmak üzere. Yasak aşk hala devam ediyor.

Seda Sayan-Onur Şan... YILBAŞINDA PARİS'TELER!


Şarkıcı Seda Sayan, eşi Onur Şan ile sarmaş dolaş geldiği Atatürk Havalimanı'ndan yılbaşı tatilini geçirmek üzere Fransa'ya gitti.

Yaklaşık bir yıl önce evlenen çift, Atatürk Havalimanı Türk Hava Yolları'nın (THY) business kontuarında bilet bagaj işlemlerini yaptırdı.

Onur Şan pasaport kontrol noktasına giderken kolunu Seda Sayan'ın omzuna attı.

Seda Sayan, gazetecilerin 'Yeni yıl mesajınız nedir' sorusuna 'İyi seneler' demekle yetindi. İkili daha sonra THY'nin saat 13.45'deki TK 1827 sefer sayılı uçağı ile Paris'e hareket etti.

Yeni yıl kreasyonu


Ünü yurtdışında taşan Nedo markasının yaratıcısı Nedret Taciroğlu, Hello! için özel bir çalışmaya imza attı.

Ünlü moda tasarımcısının 2010 kış koleksiyonu, Ahu Yağtu’nun modellik yaptığı özel bir çekimle derginin sayfalarına yansıdı. Lara Sayılgan’ın objektifine birbirinden çarpıcı kıyafetlerle poz veren Yağtu, “Bu kıyafetler içinde kendimi gerçekten çok özel hissettim” dedi.
Öte yandan markanın yeni hazır giyim koleksiyonu da Beymen İstinye Park’ta moda takipçilerinin beğenisine sunuldu. Taciroğlu, “Yeni yıla girerken kendini iddialı ve özel hissetmek isteyenler için ideal bir koleksiyon oldu. Koleksiyon cazibe ve tutku dolu parçalardan oluşuyor. Gençler için de çok eğlenceli, birçok şekilde kullanabilecekleri mini şifon ve payetli elbiseler, bluzlar hazırladık” dedi.

Asla aldatmam


Halit Ergenç, “Bergüzar’ı asla aldatmam” dedi.



“Acı Aşk”ta rol gereği üç kadını birden idare eden Halit Ergenç, “Cinemania” programında gerçek hayatta öyle bir şey yapmayacağını söyledi ve “Bergüzar’ı asla aldatmam” dedi. Ergenç, yine Bergüzar Korel’le kamera karşısına geçebileceğini de belirtti.

Groupama’nın marka yüzü olan Okan Bayülgen, kasko reklamlarından sonra bu kez Groupama Emeklilik için kamera karşısına geçti.

Ünlü makyaj ustası Corci’nin marifetiyle yaşlandırılarak 70 yaşında bir karaktere dönüştürülen Bayülgen’li reklam filmlerinin çekimi bir gün sürdü.

29 Aralık 2009 Salı

Nejat gitti Engin geldi


Rol aldığı “Kapalıçarşı” dizisinin setine sürekli içkili geldiği iddia edilen Nejat İşler’e yapımcısı Erol Avcı sahip çıktı.

TMC’nin sahibi olan Erol Avcı, “Nejat’a sezon başında rica ettim, o da beni kırmadı ’3 ay oynayabilirim, daha sonra sinema yapmak istiyorum’ dedi. Ama 13 bölüm hikaye gereği uzadı. Yeni sezonda Nejat aramızda olmayacak. Kendisiyle disiplin sorunumuz yok” dedi. İşler’in yerine dizide Engin Altan Düzyatan yer alacak.

Bülent Ersoy'un her şeyi yanlış


Hülya Avşar, Bülent Ersoy ile ilgili sözleriyle yine Ersoy'u çok kızdıracak...

Hülya Avşar, bir süre önce Bülent Ersoy'u insan olarak sevmediğini söylemiş ve Ersoy'un zehir zemberek açıklamalarına maruz kalmıştı.

Avşar, sözlerinin arkasında durarak Yüksel Aytuğ ve Cenk Eren'i konuk ettiği programında eleştirilerini sürdürdü.

Yılın olaylarının konuşulduğu programda Bülent Ersoy'un "Oğlum olsa askere göndermezdim" sözlerinin tartışıldığı esnada "Bir tane hayatında bir laf etti, o da doğru bir şey değil bence" diye konuştu.

Cenk Eren'in "Bunu söylerken çözümünü söylemiyor, kendi kafasındaki çözümü söylemiyor" sözleri üzerine Avşar, "Çünkü o anda gündeme gelmek için bir şey söylüyor" dedi.

Yüksel Aytuğ, Güneydoğu'daki savaşın bitmesinde annelerin büyük katkısı olacağına inandığını ve bu anlamda Ersoy'un sözlerini doğru bulduğunu söyleyince Avşar, "Şovdan başka bir şey değil. Ben baştan aşağı Bülent Ersoy'u her konuda yanlış buluyorum. Doğru bulmuyorum. Ne tutumunu, ne hareketlerini, ne yaşantısını, hiç birşeyini doğru bulmadığım için. Çok özür dilerim, bu benim kendi düşüncem" ifadesini kullandı.

Ersoy'un müziği bildiği, repertuarı iyi olduğu ve konservatuarlı olduğu için insanların bugüne kadar saygı duyduğunu söyleyen Hülya Avşar, "O da bunu çok iyi kullandı ki bana göre kötü kullandı. Kötü bir örnektir yani bu. Başından sonuna kadar kötü bir örnek" yorumunu yaptı.

Ersoy'un Popstar'daki bir kadın yarışmacıya, eğer albüm yapacaksa o adamla birlikte olması şeklindeki sözlerine de tepki veren Avşar, şöyle konuştu: "Sen de git adamla beraber ol diyor ya resmen. Manevi değerleri var ya! Rezillik yani. Bülent Ersoy'u geçelim artık. Verdiğimiz zamana yazık." televizyongazetesi

Galata köprüsünde sosyetik balıkçı


Eda Taşpınar geçtiğimiz hafta saçlarını, Elidor Co-creations serisinin 7 tasarımcısından biri olan saç uzmanı Thomas Taw’un ellerine teslim etti.



MARKA Konferansı’na katılmak için Türkiye’ye gelen Taw, İstanbul’dan ilham alarak Eda Taşpınar’ın saçlarını şekilden şekile soktu ve ikili Bennu Gerede’nin objektifine pozlar verdi.

Çekimlerin ardından Thomas Taw, Eda Taşpınar’ı Londra’da bulunan Bobsoho adlı salonunda ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağını söyledi. Bobsoho’yu en kısa zamanda ziyaret edeceğini söyleyen Eda Taşpınar, daha önce saçlarını yaptırırken hiç bu kadar eğlenmediğini ifade etti.

Her şeye safça inandım


Manken Irmak Atuk, 'Orada Neler Oluyor'da, Demet Akalın ile evlenmeye hazırlanan eski sevgilisi Önder Bekensir ile ilgili ilk kez konuştu.



Irmak Atuk "O şahısla 1 yıl flört ettim. Süreyya Yalçın'dan yeni boşanmıştı. Bana da hemen evlilik teklif etti. Anlattığı her şeye safça inandım. Ailemin ve arkadaşlarımın uyarılarını dinlemedim. Gerçeği gördükten sonra bitirmek kolay oldu. Aşk acısı çekmedim, ağlamadım bile. Hataydı ve bitti. Demet'e kolaylıklar dilerim" dedi.

20 Aralık 2009 Pazar

Victoria's Secret defilesi 2009


Diğer mankenlerin birbirinden seksi iç çamaşırlarını tanıttığı defilede Heidi Klum, diğerlerinden daha kapalı bir tasarım giydi.Klum'un doğum yaptıktan sonra bu kadar kısa sürede formuna kavuşması da dikkat çekti.

Çarpıcı tasarımların tanıtıldığı defilede Fergie ve Blac Eyed Peas grubunu da bir konser verdi.

Dört usta manken bir arada


Türkiye’nin 90’lı yıllarda fırtına gibi esen en iyi top modelleri; Ebru Ürün, Sema Şimşek, Ceylan Saner ve Sinem Güven, Elele’nin yılbaşı sayısı için yıllar sonra yeniden bir araya geldi.

SİNEM GÜVEN

“1995 yılında Türkiye Güzeli oldum. Çok uzun yıllar modellik yaptım. Hâlâ sadece kendi tercihim olan büyük firmaların büyük organizazyonlarında mankenlik yapıyorum. Şu sıralar, beni profesyonel anlamda en çok heyecanlandıran şey ise takı tasarımı... Punto firması için bir takı koleksiyonu hazırladım. Adı ‘Lucky Jewelleries’. Takı takmayı da, tasarladığım şeyleri başkalarının üzerinde görmeyi de çok seviyorum. Belirli bir stil üzerinden gitmiyorum. İçimden nasıl geliyorsa, öyle tasarlıyorum.

Tabii ki hayatımın odak noktası, kızım Defne...Kızım daha bu yıl bir yaşını doldurdu. O nedenle 2009’a dair o kadar unutamadığım anım var ki... İlk adımları, ilk kendi yemeğini kendi yeme çabaları...

2009’u genel anlamda hayal kırıklıkları ile hatırlayacağız tabii... Büyük bir küresel kriz yaşadık. İnsanlara üzüntü getirdi, herkesin ömründen biraz zaman götürdü...

Yeni yıl çok daha pozitif ve daha iyi olacak, buna inanıyorum! Biraz da insanlar evrenden neyi isterler, neyi çağırırlarsa onu yaşarlar. Ben buna inanıyorum...

Yılbaşını, arkada-şlarımızla beraber bir dağ evi kiralayıp orada geçirmeyi arzu ediyoruz. Ama biz tembel bir grup olduğumuz için henüz kimse araştırma yapmadı. Son dakikaya bıraktığımız için açıkta da kalabiliriz! Zaten benim için önemli olan, bir yere gitmesek bile yılbaşını sevdiklerimle birlikte geçirebilmek...”


CEYLAN SANER

“Modelliğe ilk kez 1991’de, Başak Gürsoy’un ajansında başladım. Annem Yelda Gürani, eski Türkiye Güzeli... Başak Gürsoy, onun arkadaşıydı. Maceram böyle başladı... Ve çok aşık olarak yaptım mankenliği. Ruhumla, bedenimin her köşesinde hissederek... Aynı yıl, TRT’deki ‘Bir Başka Gece’ isimli programda sunuculuğa başladım. Mankenliğin yanı sıra bazı televizyon kanallarındaki mankenlik ve güzellik yarışmalarını sunarak ilerledim bu işte. 1997’den beri de özel sektörde çalışıyorum. Sunuculukta benim yaptığım işe MC (Master of Ceremonies) deniyor. Olayı götüren bir sunuculuk tarzı bu. TV’dekinden çok farklı. Daha protokol ve formal işler... Büyük kurumsal şirketlerin özel gecelerinde sunuculuk yapıyorum mesela...

2009’da ilk kez Paris’e gittim! Paris’te B. B. King’in konserini izledim. Benim için muhteşem bir andı...

2010 için dileğim, önce sağlık! Sonra da biraz para kazanalım tabii. Yılbaşını, sevdiğim adamla birlikte Kaş, Kalkan gibi sıcak bir yerde kutlamak isterim.Gökyüzünde mehtap olan bir yılbaşı gecesi hayal ediyorum...”

SEMA ŞİMŞEK

“1994 yılında Best Model of Turkey yarışmasında birinci oldum. Bir yıl sonra da dünya dördüncüsü. Hâlâ mankenlik yapmaya devam ediyorum. Şimdi oyunculuğu da profesyonel olarak yapıyorum. Tabii ki uğraşlarımın arasında ‘annelik’ ve ‘eşlik’ de var...

İnsanın çocuğu olduktan sonra, hayat görüşü, her şeyi değişiyor! Bu yüzden benim için 2009 unutulmaz bir yıl oldu. Rüzgar şimdi 22 aylık ve onunla her günüm, başka bir şey gerçekten...

Ben duygusal bir insanım. En kötü tarafım ise takıntılı olmak! Oğlum Rüzgar’a da aşılamamak adına bu yönümü yok etmeye çalışıyorum. Bu konuda bana destek olan bir kocam olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.

Yeni yıldan beklentim, sağlık ve huzur... Yılbaşı gecesini evimizde geçirmek istiyorum. Ağacımızın altında hediyelerimizi açmak, sonra oğlumu uyutup, yeni yıla kocamla birlikte, onun koynunda girmek...”

EBRU ÜRÜN

“1993 yılında Best Model of Turkey yarışmasında birinci oldum. Aynı yıl Best Model of the World seçildim. Şimdi geriye dönüp bakınca ‘İyi ki modellik yaptım, iyi ki yarışmaya katıldım ve iyi ki Paris’e gittim’ diyorum. Paris’te dört sene, Ford Model Ajansı’na bağlı olarak çalıştım. Döndükten sonra bambaşka bir Ebru oldum. Çok tatmin olmuştum... Louvre’un içinde düzenlenen Paris Moda Günleri’nde, dünyanın önde gelen tasarımlarını sunmak müthişti! Zaten ben kendimi podyum insanı olarak adlandırıyorum. Son defilede Yıldırım Mayruk bana ‘O bakışı nasıl yapıyorsun’ diye sordu. İnanın ki şuursuzca yapıyorum! Podyumda bir şekilde geliyor, kuliste ‘Yap’ desen, yapamam! Bir yıldır da deri tasarımı ile uğraşıyorum. İki ortağımla bir şirket kurduk, ‘Derice-EEZ’ diye... Yaptığımız işten çok keyif alıyorum...”

"Bazen kadınları arzuluyorum"


Her sözüyle olay yaratan Lady Gaga, bu sefer de kadınlara karşı ilgi duyduğunu açıkladı. 'Poker Face' şarkısı ile ünlenen Amerikalı şarkıcı, 'Lezbiyen ilişkilerim oldu ama hiçbir kadına aşık olmadım. Sadece cinsellik yaşadım. Ama itiraf etmeliyim ki sevgilimle beraberken bazen kadınları düşünüp, arzuluyorum' dedi.

Gay kulüpte görüntü var 'ses' yok!


Demet Akalın, İstanbul'un ünlü gay kulübü 'Otherside'da sahneye çıktı. 'Gaylerin ikonu' olan Hande Yener ile kısa bir süre önce barışan popçu, 'playback' yaptığı konserinde mayo ve vatkalı bir ceket giydi. Başına tavus kuşunu andıran bir toka takan Demet Akalın'ı sevgilisi Önder Bekensir de izledi. Akalın, 2 saat boyunca gay hayranlarını coşturdu. 2010 yılında evlenmek istediğini belirten seksi şarkıcı, 'Uzun süredir bekarım. Çünkü karşıma Önder gibi biri çıkmamıştı. Önümüzdeki sene evleneceğim ama iş hayatımda bir değişiklik olmayacak' diye konuştu.

Akşam / Sayit DURMAZ

Boşanma haberleri yalan


Nurgül Yeşilçay, Cem Özer'den boşanacağı iddialarını yalanladı. Bir gazetede yer alan '7 Kocalı Hürmüz'ün beklenen gişeyi yapmaması üzerine morali bozulan Nurgül Yeşilçay eşiyle kavga etti. Çift boşanıyor' haberini 'yalanlayan' oyuncu 'Boşanmıyoruz, mutluyuz. Haber hayal ürünüdür' dedi.

Hepimiz aldatıldık idare et


Ünlü golfçü Tiger Woods'un 11 kadınla aldattığı eşi Elin Woods, Victoria Beckham'dan yardım istedi. Skandalın patlak verdiği günden beri ilk kez dışarı çıkan Elin, Victoria Beckham'la gizli gizli buluştu. 2004'te David Beckham tarafından aldatılan Victoria'nın ''Eşinden ayrılma. Evliliğini kurtarabilirsin'' dediği öğrenildi. Bu arada Elin Woods'un evlilik yüzüğünü çıkardığı dikkat çekti.

Canlı yayında striptiz!





İngiltere'nin en ünlü üçüncü sayfa güzellerinden seksi model Michelle Marsh, katıldığı bir televizyon programında yaptığı striptiz ile yürekleri hoplattı.

Kanseri yendi


Ünlü sanatçı Murat Göğebakan, yakalandığı kanser hastalığını yendi.

Yaklaşık 7 aydır tedavi gördüğü hastaneden bugün taburcu olan sanatçı, "Allah bana ikinci bir hayat verdi" dedi.

Yaklaşık 7 aydır Memorial Hospitol'da kan kanseri tedavisi gören ünlü sanatçı Murat Göğebakan, hastalığı yendiğini açıkladı. Basın toplantısı düzenleyen sanatçı, hastalığa yakalandığı günden bu yana sevenlerinin kendisini hiç yalnız bırakmadığını belirterek, tedavi sürecinin çok başarılı geçtiğini ifade etti. Murat Göğebakan, konuşması sırasında tedavisini gerçekleştiren doktoru Kemoterapi Uzmanı Hüseyin Saffet Beköz'e defalarca teşekkür etti. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen destek telefonlarının kendisini çok mutlu olduğunu ifade eden Göğebakan, "Sevenlerim beni yalnız bırakmadılar. Çok büyük bir servet sahibi oldum. Şimdi 10 yaş daha gencim" dedi.

Sanatçı, başarılı bir tedavi süreci yaşadığını belirterek, "Hiçbir zaman pes etmedim. Ben hasta olmadım ki. Bu olay, Allah'ın bana verdiği bir mükafattı. Bir gün doktorum odaya geldi. Koltukta yatıyordum. Bana 'neden yatağında yatmıyorsun' diye sordu. 'Ben hasta değilim ki' dedim. Allah bana ikinci bir hayat verdi" diye Ünlü sanatçı Göğebakan, basın toplantısı sırasında zaman zaman duygusal anlar yaşadı. 7 ay süren tedavisinin hemen hemen 6 ayında gitar çaldığını ifade eden Göğebakan, "Zaman zaman hemşireler beni uyarıyordu.

4 albümlük bir repertuar hazırladım. Bunu ticari amaçla yapmadım. 22-23 Ocak'ta Almanya'da konser vereceğim. Sevgili doktorumu da orada görmeyi çok isterim. Tedavim sırasında odadan çıktığım an bana 'içeriye gir' diye bağırıyorlardı. Bazen kaçamak yapıyordum. Bu büyük bir mükafattı benim için. Asilik kanımda var. Doktorum bir kere bana 'hangimiz doktor' diye bağırdı. Ben onu değil, o beni dinliyordu" ifadelerini kullandı.
Çocuğunu çok özlediğini de ifade eden sanatçı, tedavi sürecinde izin alarak hastaneden çıktığı sırada yolda karşılaştığı bir kişinin, yüzündeki maske yüzünden kendisinden kaçtığını ve bu olayın kendisini çok derinden yaraladığını da belirtti.

Uz. Dr. Beköz ise, "Şu an için kan değerleri normal bir şahsın kan değerleriyle aynı durumda. Çok kalabalık ortamlar içerisinde bulunmamaya dikkat etmesinde fayda var" diye konuştu.

Ünlü sanatçı basın toplantısının ardından eşi Sema Göğebakan ile birlikte basın mensuplarına mutluluk pozu verdi.

Hem bacakları kıllı hem etek giyiyorlar


Boğaziçi Üniversitesi'nde 7 Aralık'ta başlayan 'Hülya Avşar Filmleri ve Söyleşi' etkinliği sona erdi. Avşar'ın 'Bir Kadının Anatomisi', 'Berlin in Berli' gibi filmlerinin gösterildiği etkinliğin son gününde öğrenciler sanatçıyla sohbet etti. Avşar, meslek hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:

'BERLİN in Berlin'deki mastürbasyon sahnesi gerekliydi. Cem Özer'le sevişme sahnesi vardı ama ben bunun yerine mastürbasyon sahnesi olması gerektiğini düşündüm. Dünyada böyle bir sahne yok.

GENÇLİĞİMDE hedefim para kazanmaktı. Harakiri yapmayı göze alarak para için iş yaptım. Eskiden güzelsen ve bacağını açıyorsan oynuyordun. 12 günde bir film çektiğim oluyordu, yani direkt ticari.

MAGAZİNİ seviyorum ama entelektüel olmaktan korkuyorum. Çok sıkıcı. Entelektüel geçinenlerin bazıları bacaklarındaki kılları uzatıp bir de etek giyiyorlar. 'Kültürlüyüm, kafam çalışıyor, bu yüzden ayda bir ağda yaparım' mantığı.

KÜRT olmama rağmen bu tür roller itici geliyor. 4 senaryo var elimde. Kürt açılımıyla ilgili işler. 'Zamanında oynamalıydık' diye düşünüyorum.

SİNEMADA ve sahnede kendime bakmaya doyamıyorum. Güzelim ama elektriğim daha ağır.

Akşam / Emin BABACAN

17/12/2009 14:09:08

Podyumlara geri döndü


Bir süre önce oğlu Hüseyin Kuzey'i dünyaya getiren taze anne Çağla Şıkel, loğusalık süresinin bitimi olan 45'inci günde mesleğine koşar adımlarla döndü.

Çağla Şıkel, modacı Erol Albayrak'ın önceki gece Küçükçiftlik Parkı'nda gerçekleştirilen yeni koleksiyon defilesinde podyuma çıktı. Şıkel, Albayrak'ın LG Chocolate'dan esinlenerek tasarladığı kırmızı abiye kıyafeti giydi. Londra Moda Haftası'nda yer alan global lansmanda Siena Miller'in tanıttığı elbiseyi giyen ünlü manken, sadece defilenin başında podyumdaki yerini aldı.

HEİDİ KLUM'a özendi
42 günlük anneyken Victoria Secret defilesine çıkan Heidi Klum gibi doğum yaptıktan 45 gün sonra podyuma geri dönen Çağla Şıkel'in eski fiziğinden hiçbir şey kaybetmediği gözlendi. Anne olduktan sonra ilk kez bir davete katılan ve podyumdan iner inmez Hüseyin Kuzey'i emzirmek için koşar adımlarla evine giden Şıkel, 'Aklım oğlumda kaldı. Bu yüzden eve yetişmek için acele ediyorum' diye konuştu.

Gebelikte egzersiz yap, çabuk toparlan
DOKTORLARA göre kadınların loğusa dönemi 1.5 ay sürer ve ardından vücut toparlanmaya başlar. Hamilelikte düzenli yapılan egzersiz, doğum sonrası 'kendine gelme' süresini kısaltır.
18/12/2009 09:54:32
AKŞAM/Sayit DURMAZ

Bar bar gezdi, yakalanmadı


Hande Ataizi'nden tedbir üstüne tedbir! Genç sevgilisini medyadan saklamaya çalışan oyuncu, önceki gece de etkileyici bir performans sergiledi.

Sevgilisiyle Nişantaşı'nda yemek yiyen, Maçka'da Scotch'te ve Etiler Şamdan'da eğlenen Ataizi, 04.30'a kadar gezdi ama yakalanmamayı başardı. Genç sevgili, eve de tek başına döndü.

3 Aralık 2009 Perşembe

MELTEM CUMBUL MAGAZİN DERSİ VERDİ


AĞIR BİR ŞEKİLDE CEVAP ALDI

Bazı sanatçıların magazincileri kınamak için gazetelere verdiği protesto ilanı, sanatçı-magazinci gerilimini tırmandırdı. Dolunay Soysert’e ilanda adı geçtiği için tepki gösteren muhabirler, Meltem Cumbul ile de sorun yaşadı.

agazinciler kapıda kaldı

* Önceki gün Boğaziçi Üniversitesi’ndeki panele konuşmacı olarak katılan Meltem Cumbul’u izlemek isteyen bazı muhabirler, güvenlik tarafından “magazinci” oldukları gerekçesiyle içeri alınmadı. Bunun üzerine gazeteciler, Cumbul’un halkla ilişkilerini yürüten Ayşe Barım’ı aradı. Barım, “Bundan Meltem Hanım’ın haberi yok. Üniversiteden kaynaklanıyor. Problemi halledeceğiz” dedi. Nitekim kısa bir bekleyişin ardından kapıda kalan haberciler içeri alındı.

Protestoya karşı protesto

* Ancak gerilim orada da devam etti. ıddialara göre Cumbul, söyleşinin sonlarına doğru bir magazincinin masaya mikrofon bırakması üzerine “Konuşmam bitmiştir” deyip salondan ayrıldı. Bu tavra sinirlenen magazinciler de çıkışta “protesto ilanı”nda imzası olan Cumbul’u protesto etti! Ve onun kapıda göründüğü anda kameralar yere bırakıldı. Ünlü oyuncunun “iyi akşamlar” sözü de habercilerden karşılık bulmadı.

Bir ay sonra unutulur

Koluna siyah bant takarak magazincileri protesto eden Nurgül Yeşilçay, “Bunun kan davasına dönmesinden korkuyor musun?” sorusuna yanıt verdi: “12 yıldır bu işi yapıyorum, nelerini gördüm. Bir ay sonra hepsi unutulur.”

Üstümüze geliyorlar

Uğur Yücel’in oyuncu eşi Derya Alabora, magazincileri suçladı: “Piyasada ne kadar işini ciddiye alan ve böyle saçma sapan şeylerle ilgilenmeyen insan varsa, onların üstüne gidiyorlar.”

CEMİL İPEKÇİ YİNE SERT KONUŞTU


BU KEZ ÖRTÜNME DAVASI

Evet, Nero sohbetlerime başladım. Bu sohbetlerin moda ile ilgili olanlarını köşe yazılarıma da taşıyacağım. Doubleshot Salı Nero Sohbetleri'nin kış sezonu ilk konuğu sevgili Cemil İpekçi idi. Konumuz 'olmayan modaydı' ama konuşma öyle keyifli gelişti ki, hayata yayıldı. Cemil İpekçi'ye moda anlayışı nedir diye sorulduğunda verdiği cevap netti, "Modayı 70'lerde bıraktım. Moda çok faşist, ben asla faşist değilim." İşte Cemil İpekçi'nin modaya dair düşünceleri:
- (Giyim anlayışı) Giyimde eskiden lezzet vardı, artık kalmadı. Modanın o kadar güzel zamanlarını yaşadım ki, modanın herkesin kendini ifade ettiği zamanı gördüm, bu zaman, o zamanlar gibi değil...
- (Kelimenin tam anlamı budur!) Muhafazakâr' olmak, olan güzellikleri iyilikleri 'muhafaza etmek' demektir. Muhafazakârlığı başlatan ilk semt de Nişantaşı'dır.
- (Maske suratlar) Nişantaşı'ndaki kadınlar zenci dudaklarıyla geziniyor! Zenci olmayan birinde zenci dudaklarını kim beğenir, sorarım. Estetiği de dozajında yapmalı. Maske takmış gibi olmamalı.
- Kadın tanrıça demektir! Kilolusu, kısası, uzunu fark etmez; onlar kendi kadınlıklarının farkında olsunlar yeter, üstlerine ne giyseler yakışır. Yeter ki hamurunda kadınlık olsun, bunun işlevini bilsinler.

BİR KIZI ÖPTÜM, O DA BAYILDI
- (En favori cümle) Giyinmek örtünmenin fantezisidir!
- (Ne kadar doğru) Erkekler kadınlar yüzünden değişti. Artık erkeğin kapısını açmasını, hesabını ödemesini isteyen kadın yok. Sonuç; erkekler mutlu, kadınlar mutsuz...
- (Ortak korkumuz) Zaman değişti, kadın ve erkek de değişti. 17 yaşındayken 16 yaşında bir kızı öpmüştüm ve kız bayılmıştı. Şimdi erkekler, öpmek nerede kalmış, ne yapsa kadını bayıltamıyor... Anılar ve sevgiler kalmadı, korkuyorum! (Ben de!)
- (En çok istediği) 'Homeless', yani sokakta yaşayan evsizlerden biri olmak istiyorum. Kozmetik ürünleri kullanmaktan yoruldum. Kendimizi korumak, sağlıklı olmak adına yaptıklarımızın aslında hiç de doğru olmadığını, malın mülkün önemli olmadığını görüyorum artık.
- (Yeni markası) En son açtığım dükkanın adı 'Paçavra'. Giyilen her şey artık paçavra da, ondan!
- (Müjde!) İnternet sitem kasımda açılıyor. İsteyen alışveriş yapabilecek, isteyen Mardin haberlerini okuyabilecek. Bu arada sorulan her soruya sitemden cevap vereceğim.
- Mardin'de kadınlara yönelik moda okulu açmıştım. Bu okul, dolu dizgin başarıya koşuyor. Çocukların okul sonrası sokaklara düşmemeleri için, Sosyal Eğitim Merkezi projesi geliştirdim. Çünkü Mardin'de yedi yaşında bir çocukla 70 yaşında bir çocuğun gözleri aynı bakıyor. Altı yaşında bir kadınla 60 yaşında bir kızın elleri aynı.
Aslında bunlar aklımda kalanlar; yoksa yaz yaz bitmez... Cemil İpekçi'yle Mardin sohbetleri için tekrar toplanmayı heyecanla bekliyorum.